Milattan önce bin 200’lü yıllarda Balkanlardan gelen Friglerin kurduğu Frigya, ortalama 110 köy yada yerleşim yerlerinden oluşmuş olmakla günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş, Kütahya'dan Ankara’ya kadar geniş bir alanı kaplayan 506 kilometre yürüyüş parkuru ile Türkiye’nin en uzun tarihi yürüyüş parkuru…
Evet, hayata mola vererek ailem ile birlikte çıktığımız Ege tatil turumuzda tarihi yaşayarak ve medeniyetlerin topraklarımızda bıraktığı izlere dokunarak tarihsel geçmişi daha fazla algılıyor hatta bir nevi yeniden yaşıyoruz. Osmanlı İmparatorluğunun Payitaht şehri Bursa’dan başladığımız yolculuk tamamlandığında bir hilal çizmiş olacağız. Anadolu diyerek üzerinde gezdiğimiz şu kutsal toprakların ne kadar değerli olduğunu gezerek, görerek, işiterek ve yaşayarak daha fazla anladığımızı düşünüyorum.
Türkiye’nin tarihi ve kültürel dokusunun turizm açısından ürettiği ekonomik değerler ötesinde ülkemize düşman olanların ülkeyi ve içerisinde yaşayan bizleri kıskanmalarındaki haklılığı görmek açısından da bu gezi bize çok şey kattı diyebiliriz. Bizlerin kıymetini bir türlü bilemediği bu topraklar ve sahilleri ile denizleri; uğruna tarih boyunca çok savaşlar yapılmış, çok devletler yıkılmış, yüzlerce kadim medeniyetin birbirinden değerli izleri ve şifreleri ile dolu…
Bugün gidip gezmeye üşendiğimiz ve hatta adını bile tesadüf eseri duyduğumuz bu yerler, Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye’ye kalmış en değerli miras diyebiliriz.Afyonkarahisar’da ilk durağımız olan Frigya’nın bakımsızlığı, tarihi ve turizm açısından çevre ve imar kirliliği ile bütünleşmiş olması ötesinde tanıtımı konusunda son dönemde tüm kurumlar nezdinde unutulmuş olmasına çok üzüldüm…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabinesinde ülkeye en fazla ekonomik ve itibar gücü katan Bakanlar arasında ilk üçte yer aldığını her daim ifade ettiğim Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, tek başına üzerine düşenleri yapmaya çalışırken diğer Bakanlar ve Kurumlar neden elleri cepte dolaşıyor? İçişleri Bakanlığı açısından baktığımızda gezdiğim şehirlerin tamamında güvenlik konusunda çok rahat olmamıza rağmen otopark, temizlik ve ulaşım konularında yerel yönetimlerin yetersizliği ile yüzleşmek fazlasıyla üzücü oldu diyebilirim…
Türkiye’nin büyümekte olan büyük şehirlerinden Denizli ilimizde 1 Milyon nüfusa tek bir Öğretmenevi ile hizmet verilmeye çalışılması çok üzücü. Ve yine sözüm ona 5 Milyon nüfusa sahip büyük şehir Bursa’ya baktığımızda Öğretmenevi konusunda Denizli’nin çok gerisinde olduğunu ifade edebiliriz. Kamu çalışanlarının ve tüm vatandaşların hizmetinde olan Öğretmenevi binalarının otopark, çocuk oyun ve kreş alanı ihtiyaçları karşılanarak hızla inşası ülkeye ciddi değerler katacaktır kanaatindeyim.
Kabul etmeliyiz ki; yerli turist eğiliminin güçlendirilmesi ve bölgesel turizmin kalkınması için 85 Milyon nüfus yeterli bir güç diyebiliriz. Emekliler başta olmak üzere esnaf ve gençler içinde güvenli, güvenilir ve temiz bir konaklama merkezi olan Öğretmenevi kültürünün güçlendirilmesi çok değerli bir kamusal yatırım olarak yarınlar için bugünden atılmış değerli bir adım olacaktır.
Yerli ve Milli kültürün güçlendirilmesi açısından bakıldığında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından son dönemde yürütülen başarılı çalışmaların şehirlere ve çocuklar ile ailelere yansıdığını görmekten kıvanç duyuyoruz. Elbette “gelenekten geleceğe” güçlü bağlar kuran Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin ve bürokratlarını bu başarılı çalışmalarından ötürü bir kere daha tebrik ediyorum…
Küreselciler Türkiye konusunda haklı dediğimde yine birbirinden değerli büyüğümüzün bana ağız dolusu küfürler ettiğini duyar gibi oluyorum.Değerli dostlar, küçükler ve büyükler siz olsanız atalarınızın izlerini taşıyan, bin yıla yakın Türk İslam Devletleri hükümdarlığında kalmış böyle kadim medeniyetlerin değerlerini barındıran ve her açıdan olan bu güzide zengin toprakları, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bırakır mıydınız? Bakınız fazla değil; 30 sene içerisinde Kuşadası, Bodrum, Alaçatı gibi tüm turizm şehirlerimiz betona gömülmüş durumda! Frigya’ya gidin bakın binalar ile kayalar omuz omuza! Bu şehirleri yönetenler özellikle Belediye Başkanları yada yetkililer bunları görmüyor mu? Kentlerin ulaşım, otopark, tanıtım, imar, çevre ve yoğunluk sorunlarını görmeyen tüm kent yöneticilerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın huzuruna çağıralım. Acaba bu kentleri yöneten Vali ve Belediye Başkanları sorunlar ile çözümleri biliyor da Milletvekili, İl Başkanı ve Bakan koltuğunda oturan siyasiler mi duyarsız ya da yetersiz kalıyor onlara soralım. Hoş Sayın Erdoğan’ın şu günlerde Mehmet Şimşek gibi bir derdi var. Allah yar ve yardımcısı olsun inşallah…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Küreselciler Türkiye taleplerinde haklı…
Milattan önce bin 200’lü yıllarda Balkanlardan gelen Friglerin kurduğu Frigya, ortalama 110 köy yada yerleşim yerlerinden oluşmuş olmakla günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş, Kütahya'dan Ankara’ya kadar geniş bir alanı kaplayan 506 kilometre yürüyüş parkuru ile Türkiye’nin en uzun tarihi yürüyüş parkuru…
Evet, hayata mola vererek ailem ile birlikte çıktığımız Ege tatil turumuzda tarihi yaşayarak ve medeniyetlerin topraklarımızda bıraktığı izlere dokunarak tarihsel geçmişi daha fazla algılıyor hatta bir nevi yeniden yaşıyoruz. Osmanlı İmparatorluğunun Payitaht şehri Bursa’dan başladığımız yolculuk tamamlandığında bir hilal çizmiş olacağız. Anadolu diyerek üzerinde gezdiğimiz şu kutsal toprakların ne kadar değerli olduğunu gezerek, görerek, işiterek ve yaşayarak daha fazla anladığımızı düşünüyorum.
Türkiye’nin tarihi ve kültürel dokusunun turizm açısından ürettiği ekonomik değerler ötesinde ülkemize düşman olanların ülkeyi ve içerisinde yaşayan bizleri kıskanmalarındaki haklılığı görmek açısından da bu gezi bize çok şey kattı diyebiliriz. Bizlerin kıymetini bir türlü bilemediği bu topraklar ve sahilleri ile denizleri; uğruna tarih boyunca çok savaşlar yapılmış, çok devletler yıkılmış, yüzlerce kadim medeniyetin birbirinden değerli izleri ve şifreleri ile dolu…
Bugün gidip gezmeye üşendiğimiz ve hatta adını bile tesadüf eseri duyduğumuz bu yerler, Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye’ye kalmış en değerli miras diyebiliriz. Afyonkarahisar’da ilk durağımız olan Frigya’nın bakımsızlığı, tarihi ve turizm açısından çevre ve imar kirliliği ile bütünleşmiş olması ötesinde tanıtımı konusunda son dönemde tüm kurumlar nezdinde unutulmuş olmasına çok üzüldüm…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabinesinde ülkeye en fazla ekonomik ve itibar gücü katan Bakanlar arasında ilk üçte yer aldığını her daim ifade ettiğim Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, tek başına üzerine düşenleri yapmaya çalışırken diğer Bakanlar ve Kurumlar neden elleri cepte dolaşıyor? İçişleri Bakanlığı açısından baktığımızda gezdiğim şehirlerin tamamında güvenlik konusunda çok rahat olmamıza rağmen otopark, temizlik ve ulaşım konularında yerel yönetimlerin yetersizliği ile yüzleşmek fazlasıyla üzücü oldu diyebilirim…
Türkiye’nin büyümekte olan büyük şehirlerinden Denizli ilimizde 1 Milyon nüfusa tek bir Öğretmenevi ile hizmet verilmeye çalışılması çok üzücü. Ve yine sözüm ona 5 Milyon nüfusa sahip büyük şehir Bursa’ya baktığımızda Öğretmenevi konusunda Denizli’nin çok gerisinde olduğunu ifade edebiliriz. Kamu çalışanlarının ve tüm vatandaşların hizmetinde olan Öğretmenevi binalarının otopark, çocuk oyun ve kreş alanı ihtiyaçları karşılanarak hızla inşası ülkeye ciddi değerler katacaktır kanaatindeyim.
Kabul etmeliyiz ki; yerli turist eğiliminin güçlendirilmesi ve bölgesel turizmin kalkınması için 85 Milyon nüfus yeterli bir güç diyebiliriz. Emekliler başta olmak üzere esnaf ve gençler içinde güvenli, güvenilir ve temiz bir konaklama merkezi olan Öğretmenevi kültürünün güçlendirilmesi çok değerli bir kamusal yatırım olarak yarınlar için bugünden atılmış değerli bir adım olacaktır.
Yerli ve Milli kültürün güçlendirilmesi açısından bakıldığında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından son dönemde yürütülen başarılı çalışmaların şehirlere ve çocuklar ile ailelere yansıdığını görmekten kıvanç duyuyoruz. Elbette “gelenekten geleceğe” güçlü bağlar kuran Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin ve bürokratlarını bu başarılı çalışmalarından ötürü bir kere daha tebrik ediyorum…
Küreselciler Türkiye konusunda haklı dediğimde yine birbirinden değerli büyüğümüzün bana ağız dolusu küfürler ettiğini duyar gibi oluyorum. Değerli dostlar, küçükler ve büyükler siz olsanız atalarınızın izlerini taşıyan, bin yıla yakın Türk İslam Devletleri hükümdarlığında kalmış böyle kadim medeniyetlerin değerlerini barındıran ve her açıdan olan bu güzide zengin toprakları, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bırakır mıydınız? Bakınız fazla değil; 30 sene içerisinde Kuşadası, Bodrum, Alaçatı gibi tüm turizm şehirlerimiz betona gömülmüş durumda! Frigya’ya gidin bakın binalar ile kayalar omuz omuza! Bu şehirleri yönetenler özellikle Belediye Başkanları yada yetkililer bunları görmüyor mu? Kentlerin ulaşım, otopark, tanıtım, imar, çevre ve yoğunluk sorunlarını görmeyen tüm kent yöneticilerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın huzuruna çağıralım. Acaba bu kentleri yöneten Vali ve Belediye Başkanları sorunlar ile çözümleri biliyor da Milletvekili, İl Başkanı ve Bakan koltuğunda oturan siyasiler mi duyarsız ya da yetersiz kalıyor onlara soralım. Hoş Sayın Erdoğan’ın şu günlerde Mehmet Şimşek gibi bir derdi var. Allah yar ve yardımcısı olsun inşallah…