Bursalılar iyi bilir ki, Erzurum insanı farklı bir ruh karakterine sahiptir. Kendini öne çıkarmaktan öte insana değer katarlar ve yüreklerini ortaya koyarak çalışırlar. Dışarıdan Palandöken gibi ulaşılmaz görünen bu güzel insanların bağrında Nene Hatun’un, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın ateşi yanar. Söz konusu İslam ve Vatan olduğunda çığ gibi düşerler namertlerin üzerine. Ve elbette istisnalar kaide-i bozmaz. Nitekim Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te Erzurum Kongresi ile yola revan olmamış mıydı?

Anadolu’nun bağrından koparak Bursa’ya gelen Erzurumluların en yoğun yaşadığı şehirlerin başında Bursa gelir. Bursa, genel itibariyle göçmen şehri olarak bilinir olmasına rağmen Balkan göçmenlerinin adından ve ekonomik varlıklarından söz edilirken, Erzurumluların demografik yoğunluğu asla es geçilmez. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Vekili Bursa Milletvekili Efkan Ala önemli bir semboldür Erzurumlular ve Erzurum kültürü adına. Elbette Erzurumlular bütünde “Erzurumlu” teması ile anılıyor olsa bile Bursa genelinde Olur’lu, Oltu’lu, İspir’li, Tortum’lu, Narman’lı, Horasan’lı, Şenkaya’lı olarak yoğunlaşmışlardır. Elbette Hınıs’lı, Çat’lı, Karayazı’lı, Aşkale’li ve Tekman’lı da azımsanmayacak kadar çoktur. Karacoban, Köprüköy, Pasinler ve Pazaryolu yöresinden olanlar köy dernekleri ile daha fazla öne çıkmaktadırlar. Bursa Erzurum Dernekleri Federasyonu üyesi 180 üzerinde sivil toplum kuruluşu olduğunu hatırlıyorum. Epeydir büyük çaplı programlarının içerisinde olamadığımız Erzurum Dernekleri Federasyonu’nun Başkanı İş Adamı ve Siyasetçi Bünyamin Savaş Albayrak, finans ve iş dünyasının önemli isimlerinden diyebiliriz.

Tortumlular ile ilk detaylı tanışmamız Bursa Valisi Sayın İzzettin Küçük ile olurken Çanakkale Valisi Dr. Ömer Toraman’ın da Erzurum Tortum’lu olduğunu bilmeyen yoktur. Her iki Valimiz ile de keyifli hasbıhallerimiz vardır. Zordur Tortum insanı olmak. Öyle ki; zor Erzurum koşullarından Ankara’ya ulaşmak, okumak ve yine devletine milletine hizmet etmek için emek vererek başını dik tutmak kolay işler değil. Ve zor olduğu kadar yüreklidir Tortumlular. Hâsılı Erzurum’un geneli öyle değil midir?

Bir babanın evladı ile gurur duyması kadar güzel bir şey yoktur. Babamız bizimle ne kadar gurur duyuyor onu ne kadar gururlandırabildik bilmiyorum lakin kızımız yani torunu Beril hanımın Milli Eğitim Bakanımız Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin ile Şehit Göksu Şafak Şahin İlkokulu buluşmaları hepimiz için gurur ve onur oldu. Elbette Bursa’nın marka isimlerinden Sayın Önder Matlı’nın ifade ettiği gibi boynuz kulağı geçmekle bizim pabuçumuzu dama atmış olsa bile Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin’in okulumuzu kızım Beril Küçükkaya’nın daveti üzerine ziyaret etmesi önemli ve gurur verici bir tablo oldu hepimiz için…

Gazeteci kimliğimizin ötesinde Okul Aile Birliği Başkanı olarak da hazır bulunduğum programda ağırlıklı olarak geri planda kalırken, Sayın Bakanımız Yusuf Tekin’in ilk andan son dakikaya kadar kızım ve öğretmenlerimiz başta olmak üzere tüm öğrenci ve öğretmenlerimize gösterdiği samimi ve sevgi dolu saygılı duruşu takdir etmemek imkânsız. Bursa’nın Osmangazi ilçesi, yoğunluklu olarak geçim zorlukları bulunan insanların yaşadığı yerlerdir. Bağlarbaşı, Hamitler, Yenibağlar, Yunuseli, Akpınar mahallelerine de hizmet veren Adnan Türkay Orta Okulu’nun yıkım kararı öncesinde Türkay ailesi ile birkaç görüşmemize rağmen aile tamamen siyasi nedenlerle okulu yeniletmek istemeyince iş başa düştü ve “yeni bir okul nasıl yaptırırız” sürecini başlattık. Dönemin Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer’in Ankara’ya atanması ile başlattığımız süreci hem Ankara’da hem Bursa’da güçlendirmeye başladık. Sezon başında başlayan telaşımız Okul’a yıkım emri çıkması ile güçlü bir yol alırken, “bu okul 5 yılda bitmez” düşünse ile Adnan Türkay Ortaokulu öğrenci ve öğretmenleri Şehit Göksu Şafak Şahin İlkokulu’na sabahçı kadrosu olarak misafir geldiler.

Kızım Beril Küçükkaya’nın Sınıf Başkanlığı seçimlerinde tamamen kendi tasarrufu ile aday olması ve akabinde “Baba Başkanı sınıfımıza getirebilir miyiz?” söylemi üzerine ben Osmangazi veya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlarından birini çağırır diye düşünerek “evet getiririz o kadar hatırımız vardır onlarda kızım” demiştim. Seçim günü akşamı sınıf öğretmeni Sezcan Şentürk beni aradığında şaşkınlığım bin kat artmıştı. “Sınıf Başkanı olmam halinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlarımız ile devlet büyüklerini sınıfımıza veya okulumuza getireceğim” demişti kızım. O gün akşam Bursa Ticaret Borsası’nın 100’ncü yaş yemeğinde aynı masada oturduğumuz Gazeteci Cennet Cankılıç, Gazeteci Hasan Şirin ve akabinde fikirlerini her zaman önemsediğim Gazeteci Aysın Komitgan’ın teşvikleri ve Bursa Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi Cüneyt Dizdar’ın destekleri ile kızımın davetini haberleştirdik. O günden bugüne Bursa Vali Yardımcımız Sayın Rıza Gençoğlu, Osmangazi Kaymakamımız Sayın Ali Partal, Yıldırım Kaymakamımız Sayın Metin Esen, İl Garnizon Komutanımız, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Dr. Kamil Özer başta olmak üzere bizi hiç yalnız bırakmadılar. Ve sonuç itibariyle Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin’in Bursa’ya geleceğini gecenin bir yarısı yazımdan okuyan kızım ikinci bombayı patlattı…

“Baba, Cumhurbaşkanımız çok yoğun neden Milli Eğitim Bakanımızı okulumuza davet etmiyoruz” dedi. Bizde adettendir Başkan istedi mi süreç başlar. Şehit Göksu Şafak Şahin İlkolu 4/B Sınıf Başkanı Beril Küçükkaya’nın davetini haberleştirerek süreci başlattık. Bu süreçte her daim yanımızda olan Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Yusuf Tekin’in Basın Müşaviri Sayın Yılmaz Güney abimize en kalbi şükranlarımızı sunuyoruz. Sayın Bakanımızın Bursa’ya ve Okulumuza gerçekleştirdiği yaklaşık 2 saatlik dev ziyaret ile birlikte yaşananları kısaca özetleyecek olursak eğer net bir dille ifade etmeliyim ki; yaklaşık 2 bin öğrenci ve ailesi ile yüze yakın öğretmen devletinin varlığını yanlarında hissetti. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu bölgeye bir Milli Eğitim Bakanı geldi. Çocuklar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin devlet gücü ve Milli Eğitim Bakanı’nın samimiyeti ile “Devlet Baba” yüzünü tanıdılar. Ve yaklaşık 450 bin insanın yaşadığı bu bölgenin adını Türkiye’de duymayan kalmadı…

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sürekli kabinenin değişmesi çağrısında bulunan birisi olarak tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki; Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, “Bakan değil bir Baba’dır.” Bakan’dan öte bir Baba olarak “Devlet Baba” şefkati ile evlatlarımızı ve vatandaşları kucaklayan Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Yusuf Tekin’den razıyız. İnşallah Sayın Bakanımızın talimatları doğrultusunda öğrencilerimizin kendilerinden talep ettikleri kapalı yüzme havuzlu spor salonu ve Ortaokul en kısa sürede yapılarak hizmete alınır. Kim bilir belki de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’un teveccühleri ile park arazisinden okul alanına katma değer sağlanarak bölgeye “Tenzile Erdoğan Meslek Lisesi” de kazandırılır.

Gayri söz bitmiş, geriye “Devlet Baba” şefkati ile donanmış çocuklar, hayalleri ve umutları ile vaatler kalmıştır. Cenabı Allah devletimizi ve milletimizi var eylesin, bir eylesin, diri kılsın…