Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri sonrasında AK Parti ve ile MHP’nin liderliğindeki Cumhur İttifakı’nın ekonomik, sosyal, siyasal ve asayiş ile yerel yönetimler anlamındaki başarısızlıkları ülkede ciddi tartışmaların yaşanmasına neden oldu. 31 Mart 2024 yerel seçimlerini kaybeden Cumhur İttifakı’nın iktidar kanadı, ağır vergiler ve içeriğinde af olmayan Vergi Yasası ile toplumun sabrını taşırdı diyebiliriz…
Sokak hayvanlarına ilişkinin kanunun çıkmasının akabinde gülerek verilen toplu fotoğrafa toplumun her kesiminden tepkiler sürerken, vatandaşlar; “bizim anamız ağlıyor bunlar Ankara’da keyifleri rahat kahkahalar atıyor” söylemlerini dilden dile dolaştırmaya başladı. Kabul etmeliyiz ki; emeklinin 10 bin TL aldığı yerde Milletvekili başta olmak üzere bürokratlar ile daha üst siyasilerin 10 katı üstü maaş aldığı bu adaletsiz süreç var olduğu müddetçe kimse iktidarı da devleti de dinlemez! Eskilerin dediği gibi; “aç ayı oynamaz!”
AK Parti’nin iktidarı yönetemediği, MHP’nin iyiden iyiye iktidarı teyit eden bir siyasi yapıya dönüşmesi ve CHP’nin halktan kopuk eylemsel olmayan söylem ağırlıklı hamleler yapması toplumun siyasete; “ya bizden birileri çıksın ya da halk gereğini yapar” çağrısını güçlendirdi. Ankara’da an be an gelişen süreçler sonrasında Milletvekili Cemal Enginyurt’un önceki gün dillendirdiği bizlerin ise aylardır ifade ettiği süreç somutluk kazandı diyebiliriz. Toplumun en önemli arzuları arasında yer alan; “eşitlik, adalet, eğitim, gelir adaleti, yolsuzlukların durdurulması ve yolsuzluk yapanların cezalandırılması, adli başta olmak üzere idari ve mali af, toplumun refah düzeyinin sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesi” kavramlarına yeni bir soluk verecek adımlar Ankara’da toplumun çağrısı üzerine atılmaya başlandı.
Ankara’dan gelen kulislere göre 1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile birlikte 60 Milletvekili sayısına ulaşması beklenen “Adalet ve Demokrasi Hareketi” her geçen gün daha fazla güç kazanıyor. Türkiye İttifakı çıkışında başarılı olamayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile buluşmaları sonrasında parti örgütünde güç kaybeden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hataları nedeni ile CHP Milletvekillerinden de katılımların olacağı kulislerinin netlik kazandığı sürece, AK Parti ve MHP’den de istifa etmesi ve katılması beklenen Milletvekilleri olduğu iddiaları güç kazanıyor.
Bursa; her zaman ifade ettiğimiz üzere iktidarları kuran ve yıkan bir şehir olarak yine tarih yazmaya devam ediyor. Adalet ve Demokrasi Hareketi sürecine Bursa’dan 5 Milletvekilinin katılacağı iddiaları güç kazanırken, bu Milletvekillerinin kimler olduğu halen daha belirsizliğini korumaya devam ediyor. Toplumun her kesimini temsil eden Milletvekilleri ile halkları bütünleştiren ve siyasetin ötesinde millet ile devlet bağını güçlendiren bir sürecin başlamasına vesile olacağı ifade edilen Adalet ve Demokrasi Hareketi süreci, hem iktidara hem de muhalefete tek başına Yeni Anayasa’nın çözüm olmayacağını da kurulması halinde ifade etmiş olacak!
Daha önceki yazılarımda ifade ettiğim üzere; Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek başına iktidar olamayacağını görmekteyiz. Yerel yönetim süreçlerinde iktidarın vergi ve sgk borçlarının ödenmesine ilişkin çağrısına tek karşılık veren isim olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adeta yalnız bırakıldı. Hem CHP Genel Merkezi hem de CHP’li belediyelerin destek vermediği Bozbey’i diğer siyasi partilerin belediye başkanları da sessiz kalarak yalnız bırakıyor. Bozbey’in karşısına ulusal bir kanalda çıkan önceki dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise kendisini adeta yargıya ihbar etti! Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin paralarının Alinur Aktaş döneminde nasıl harcandığı ve yine Mustafa Bozbey’in iddialarının doğru olup olmadığına Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Savcılığı Bürosu; ulusal kanal ve diğer yazılı, basılı ve görsel yayınlardan kanıtlar toplayarak resen soruşturma açarak yanıt bulabilir.
Bugün Türkiye’nin gündeminde birden fazla konu olmasına rağmen vatandaşın gündeminde ki ana konu başlıkları; “ekonomi, vergi yasası, yetersiz sağlık hizmeti, af, eşitlik, yüksek sgk primleri, yüksek kiralar, eğitim, gelir adaletsizliği, emeklilik, zamlar ve toplumsal güven ortamı” diyebiliriz. İktidarın bu konularda ne kadar başarılı olup olmadığını ise sokakta çevirdiğiniz vatandaşlara sorduğunuzda anlayabiliyorsunuz. Kısacası toplum; ne Recep Tayyip Erdoğan ne de bir başka ismi telaffuz ediyor! Vatandaşlar diyor ki; Türkiye, nereye gidiyor?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Adalet ve Demokrasi hareketi…
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri sonrasında AK Parti ve ile MHP’nin liderliğindeki Cumhur İttifakı’nın ekonomik, sosyal, siyasal ve asayiş ile yerel yönetimler anlamındaki başarısızlıkları ülkede ciddi tartışmaların yaşanmasına neden oldu. 31 Mart 2024 yerel seçimlerini kaybeden Cumhur İttifakı’nın iktidar kanadı, ağır vergiler ve içeriğinde af olmayan Vergi Yasası ile toplumun sabrını taşırdı diyebiliriz…
Sokak hayvanlarına ilişkinin kanunun çıkmasının akabinde gülerek verilen toplu fotoğrafa toplumun her kesiminden tepkiler sürerken, vatandaşlar; “bizim anamız ağlıyor bunlar Ankara’da keyifleri rahat kahkahalar atıyor” söylemlerini dilden dile dolaştırmaya başladı. Kabul etmeliyiz ki; emeklinin 10 bin TL aldığı yerde Milletvekili başta olmak üzere bürokratlar ile daha üst siyasilerin 10 katı üstü maaş aldığı bu adaletsiz süreç var olduğu müddetçe kimse iktidarı da devleti de dinlemez! Eskilerin dediği gibi; “aç ayı oynamaz!”
AK Parti’nin iktidarı yönetemediği, MHP’nin iyiden iyiye iktidarı teyit eden bir siyasi yapıya dönüşmesi ve CHP’nin halktan kopuk eylemsel olmayan söylem ağırlıklı hamleler yapması toplumun siyasete; “ya bizden birileri çıksın ya da halk gereğini yapar” çağrısını güçlendirdi. Ankara’da an be an gelişen süreçler sonrasında Milletvekili Cemal Enginyurt’un önceki gün dillendirdiği bizlerin ise aylardır ifade ettiği süreç somutluk kazandı diyebiliriz. Toplumun en önemli arzuları arasında yer alan; “eşitlik, adalet, eğitim, gelir adaleti, yolsuzlukların durdurulması ve yolsuzluk yapanların cezalandırılması, adli başta olmak üzere idari ve mali af, toplumun refah düzeyinin sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesi” kavramlarına yeni bir soluk verecek adımlar Ankara’da toplumun çağrısı üzerine atılmaya başlandı.
Ankara’dan gelen kulislere göre 1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile birlikte 60 Milletvekili sayısına ulaşması beklenen “Adalet ve Demokrasi Hareketi” her geçen gün daha fazla güç kazanıyor. Türkiye İttifakı çıkışında başarılı olamayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile buluşmaları sonrasında parti örgütünde güç kaybeden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hataları nedeni ile CHP Milletvekillerinden de katılımların olacağı kulislerinin netlik kazandığı sürece, AK Parti ve MHP’den de istifa etmesi ve katılması beklenen Milletvekilleri olduğu iddiaları güç kazanıyor.
Bursa; her zaman ifade ettiğimiz üzere iktidarları kuran ve yıkan bir şehir olarak yine tarih yazmaya devam ediyor. Adalet ve Demokrasi Hareketi sürecine Bursa’dan 5 Milletvekilinin katılacağı iddiaları güç kazanırken, bu Milletvekillerinin kimler olduğu halen daha belirsizliğini korumaya devam ediyor. Toplumun her kesimini temsil eden Milletvekilleri ile halkları bütünleştiren ve siyasetin ötesinde millet ile devlet bağını güçlendiren bir sürecin başlamasına vesile olacağı ifade edilen Adalet ve Demokrasi Hareketi süreci, hem iktidara hem de muhalefete tek başına Yeni Anayasa’nın çözüm olmayacağını da kurulması halinde ifade etmiş olacak!
Daha önceki yazılarımda ifade ettiğim üzere; Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek başına iktidar olamayacağını görmekteyiz. Yerel yönetim süreçlerinde iktidarın vergi ve sgk borçlarının ödenmesine ilişkin çağrısına tek karşılık veren isim olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adeta yalnız bırakıldı. Hem CHP Genel Merkezi hem de CHP’li belediyelerin destek vermediği Bozbey’i diğer siyasi partilerin belediye başkanları da sessiz kalarak yalnız bırakıyor. Bozbey’in karşısına ulusal bir kanalda çıkan önceki dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise kendisini adeta yargıya ihbar etti! Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin paralarının Alinur Aktaş döneminde nasıl harcandığı ve yine Mustafa Bozbey’in iddialarının doğru olup olmadığına Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Savcılığı Bürosu; ulusal kanal ve diğer yazılı, basılı ve görsel yayınlardan kanıtlar toplayarak resen soruşturma açarak yanıt bulabilir.
Bugün Türkiye’nin gündeminde birden fazla konu olmasına rağmen vatandaşın gündeminde ki ana konu başlıkları; “ekonomi, vergi yasası, yetersiz sağlık hizmeti, af, eşitlik, yüksek sgk primleri, yüksek kiralar, eğitim, gelir adaletsizliği, emeklilik, zamlar ve toplumsal güven ortamı” diyebiliriz. İktidarın bu konularda ne kadar başarılı olup olmadığını ise sokakta çevirdiğiniz vatandaşlara sorduğunuzda anlayabiliyorsunuz. Kısacası toplum; ne Recep Tayyip Erdoğan ne de bir başka ismi telaffuz ediyor! Vatandaşlar diyor ki; Türkiye, nereye gidiyor?