Şu hale bakın ya! İnsanlık ölmüş. Gözlerini para hırsı bürüyenler, devleti soymak, vatandaşların cebindeki paraları bırakın, mallarına konabilmek adına sağlık alanında olmadık işlere imza atmışlar. Birde bu olayların geç intikal etmesi, soruşturmanın zamanında yapılmayışı eleştirileri var ki o durum zaten son 20 yılın halk arasındaki bu iktidardan en büyük şikayetlerinden birini oluşturuyor.
AK Parti iktidarı, vatandaşların yaptıkları suç duyurularını, bürokratlarla ilgili yapılan şikayetleri son 20 yıldır hep sumen altı etme iddiasıyla eleştiriliyor.
Yazık değil mi bu memlekete?
Bakın, daha dünyaya yeni gözlerini açan çocukların üzerinden rant devşirmesi yapılması, bazılarının bilerek ve isteyerek öldürüldükleri iddiaları insanların tüylerini diken diken yapıyor. Vicdanları sızlatıyor.
Senelerce çocuk özlemi içinde olan ailelerin, varlıklarını satıp, savup tüp bebek veya çocuk olması için harcadıkları yaraların yanı sıra doğumdan sonra da sağlık alanında çete kurulduğu iddiaları ve bu ailelerin çetelerin eline düştükleri iddiaları yenilir, yutulur bir olay değil.
Sayın cumhurbaşkanımız aile konu olduğunda hemen ülkemizin geleceği ve vatanımızın milletimizin selameti açısından yeni evlenen çiftlere nikah törenlerinde sürekli 3 çocuk yapın diye isteklerde bulunuyor. Bugün gelinen sonuca bakıldığında ise, iddialara göre geçmişte Sağlık Bakanlığı yapmış, yetmemiş Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmış, aslında Bursa’dan da milletvekilliği yapmış bir siyasetçimizin kurucusu olduğu özel hastane rant devşirmenin ve bebek ölümlerinin yaşanması olaylarıyla, iddialarıyla gündeme geliyor. Umarım bu iddialar doğru değildir.
Akıl, sır almayacak olaylar.
Tabi, olayların boyutları çok büyük. Yapılan iş ve işlemlerin sonuçları, infial yaratabilecek düzeyde. Yine de sağduyulu olmamız lazım. Türk adaletine olan inancımızı zedelemeden, sonuçları beklememiz lazım. İnsanların hayallerinin sömürülmesine, umutlarının söndürülmesine kimse eyvallah demez. Diyemez.
Türkiye’de sağlık sorunu zaten ülkemiz kurulduğu günden bu yana hep rant ve bazı kişilerin hakkı olmayan paraları haksız yere kazanması iddialarıyla gündeme geliyor. 2002 yılına kadar Kamu Hastaneleri ile özel hastaneler ayrı işlem yapıyorlardı. Sosyal Güvenlik Kurumunun da ayrı hastanesi vardı. Yani, vatandaşlar arasında ayrım vardı. SGK’lı bir işçi, devlet hastanesinde tedavi olamıyordu. Bu durum, AK Parti iktidarı ve sağlık alanındaki sıkıntıların görülmesi üzerine, vatandaşlardan gelen tepkiler üzerine hastanelerin hepsi birleştirildi. Çok iyi oldu.
Sonrasında, özeli hastanelerin baskılarına dayanamayan siyasi iktidar, bu kez de çalışanların özel hastanelerde fark ücreti ödeyip muayene olmasının yolunu açtı. İlk zamanlarda durum iyi idi. Çünkü, özel hastaneler müşteri bulabilme adına, bazen fark ücreti bile almadan tedavi, sağlık hizmetleri sunuyordu. Sonrasında, rantın boyutu gelişti.
Özel hastanelere yüzde 400’e kadar fark almalarının yolu açıldı. Yani, siz bin liralık tedavi görüyorsanız, karşılığında özel hastaneye 4 bin lira para ödeyeceksiniz. Hastanenin SGK’ye kestiği fatura ayrı bedel. Bu uygulama başlatıldı. Halen devam ediyor.
Böylece, özel hastaneler, gelir kapısını geliştirdi. Birde, Memur ve SGK’lı hastalara daha önceden verilen yapılan tedavilerle ilgili verilen sağlık hizmetleriyle ilgili bilgilendirme cetvelleri verilmemeye başladı. Kim kime dum duma bir sistem geliştirilmiş.
Bu iddialar, sanırım 20 yıldır sürekli iktidar kanadına bildiriliyor. Basın toplantıları sırasında pek çok gazeteci tarafından ilgili bakanlara, sağlık sıkıntıları ve ilaç vurgunları iddiaları soruluyor.
Neticede, gelinen nokta, bir yerden sızan ve patlayan balon üzerine ortaya çıkan tabloya bakıldığında, durum içler açısı. Sadece yenidoğan ünitelerindeki bebek ölüm olayları ve beraberindeki yolsuzluklar,ş haksız para kazanma iddiaları bile utanç verici.
Olaylar üzücü ve Türkiye’ye yakışmayan, AK Parti iktidarına yakıştırılamayacak kadar kötü bir durum. Hak, hukuk, adalet diyerek, Yasaklar, Yokluklar, Yolsuzluklarla mücadele sözü verilip iktidara gelen AK Parti’nin bugün içinde yaşadığımız ülkenin durumuna bakıldığında, eleştirilecek o kadar çok konu var ki. Güven kaybına yol açıyor bu durumlar.
Gelelim, emekli Sabri amcanın, konuyla ilgili olarak söylediklerine.
31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde emekliler, seçim öncesinde ek zam bekliyorlardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa mitingini ilgiyle izleyen emekliler, reisin ağzından çıkacak olan zam rakamına endekslenmişlerdi. Reis, zam açıklaması yapmadı. Zaten bu meydana gelen emekliler için de AK Parti’nin desteklenmesi düşüncesi kayıp oldu gitti. Belediye seçimleri de kayıp edildi.
Şimdi, bugünlerde medyada yer alan haberlere göre, bir bebek için 8 bin TL günlük yenidoğan yoğun bakım ücretini alabilme adına hastanelerin yaptıkları olaylarla ilgili iddiaları tartışıyoruz. Yüzlerce belki de binlerce bebek aynı şekilde işleme tabi tutulup, SGK’nın bütçesi, paraları alınmış. Sadece bu konuda dikkatli olunması ve bu olaylara engel olunması halinde bile, hastanelerin haksız kazançlarına engel olunsa idi, SGK’nın bugün iflas ettiğinin konuşulması yapılmazdı.
Yine, bu sağlık rantı ve hortumlamaya AK Partili siyasetçilerimiz göz yummamış olsalar idi (halkın konuştuğu ve anladığı şekildeki olaylar böyle yorumlanıyor.) emekliler için SGK bütçesinde olağan dışı, hatta gerekli olandan fazlası bile mevcut olurdu.
Emekliler, AK Parti’ye küsmezler ve AK Parti’de seçimleri kaybetmemiş olurdu.
Gelelim bu güne. Zararın neresinden dönülse kardır mantığı ile hareket edilmesi gerekli. Bir kere özel hastaneler ile SGK arasındaki sözleşmeler, kamu hastanelere yapılan ödemeler düzeyine indirilmeli ve özel hastanelerin vatandaşlardan talep ettikleri ek ücretler sıfıra indirilmeli. Halkımızın beklenti ve istekleri bu yönde. Rant ve hortumlama şebekesini genel cerrahların ameliyat masasına yatırmaları ve her türlü mikrop, hastalık barındırıcı engelleri temizleyip ameliyat edilmeli.
Tabi ki, hak eden hakkını almalı ama SGK’nın da özel hastanelerin sponsoru olmasına engel olunmalı.
İşte bu iddialar ve olaylar bizlere tüyü bitmemiş yetim hakkının nasıl yenildiğini gösteriyor.
Allah, kimseyi doğru yoldan şaşırtmasın!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Sözün bittiği yer!
Şu hale bakın ya! İnsanlık ölmüş. Gözlerini para hırsı bürüyenler, devleti soymak, vatandaşların cebindeki paraları bırakın, mallarına konabilmek adına sağlık alanında olmadık işlere imza atmışlar. Birde bu olayların geç intikal etmesi, soruşturmanın zamanında yapılmayışı eleştirileri var ki o durum zaten son 20 yılın halk arasındaki bu iktidardan en büyük şikayetlerinden birini oluşturuyor.
AK Parti iktidarı, vatandaşların yaptıkları suç duyurularını, bürokratlarla ilgili yapılan şikayetleri son 20 yıldır hep sumen altı etme iddiasıyla eleştiriliyor.
Yazık değil mi bu memlekete?
Bakın, daha dünyaya yeni gözlerini açan çocukların üzerinden rant devşirmesi yapılması, bazılarının bilerek ve isteyerek öldürüldükleri iddiaları insanların tüylerini diken diken yapıyor. Vicdanları sızlatıyor.
Senelerce çocuk özlemi içinde olan ailelerin, varlıklarını satıp, savup tüp bebek veya çocuk olması için harcadıkları yaraların yanı sıra doğumdan sonra da sağlık alanında çete kurulduğu iddiaları ve bu ailelerin çetelerin eline düştükleri iddiaları yenilir, yutulur bir olay değil.
Sayın cumhurbaşkanımız aile konu olduğunda hemen ülkemizin geleceği ve vatanımızın milletimizin selameti açısından yeni evlenen çiftlere nikah törenlerinde sürekli 3 çocuk yapın diye isteklerde bulunuyor. Bugün gelinen sonuca bakıldığında ise, iddialara göre geçmişte Sağlık Bakanlığı yapmış, yetmemiş Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmış, aslında Bursa’dan da milletvekilliği yapmış bir siyasetçimizin kurucusu olduğu özel hastane rant devşirmenin ve bebek ölümlerinin yaşanması olaylarıyla, iddialarıyla gündeme geliyor. Umarım bu iddialar doğru değildir.
Akıl, sır almayacak olaylar.
Tabi, olayların boyutları çok büyük. Yapılan iş ve işlemlerin sonuçları, infial yaratabilecek düzeyde. Yine de sağduyulu olmamız lazım. Türk adaletine olan inancımızı zedelemeden, sonuçları beklememiz lazım. İnsanların hayallerinin sömürülmesine, umutlarının söndürülmesine kimse eyvallah demez. Diyemez.
Türkiye’de sağlık sorunu zaten ülkemiz kurulduğu günden bu yana hep rant ve bazı kişilerin hakkı olmayan paraları haksız yere kazanması iddialarıyla gündeme geliyor. 2002 yılına kadar Kamu Hastaneleri ile özel hastaneler ayrı işlem yapıyorlardı. Sosyal Güvenlik Kurumunun da ayrı hastanesi vardı. Yani, vatandaşlar arasında ayrım vardı. SGK’lı bir işçi, devlet hastanesinde tedavi olamıyordu. Bu durum, AK Parti iktidarı ve sağlık alanındaki sıkıntıların görülmesi üzerine, vatandaşlardan gelen tepkiler üzerine hastanelerin hepsi birleştirildi. Çok iyi oldu.
Sonrasında, özeli hastanelerin baskılarına dayanamayan siyasi iktidar, bu kez de çalışanların özel hastanelerde fark ücreti ödeyip muayene olmasının yolunu açtı. İlk zamanlarda durum iyi idi. Çünkü, özel hastaneler müşteri bulabilme adına, bazen fark ücreti bile almadan tedavi, sağlık hizmetleri sunuyordu. Sonrasında, rantın boyutu gelişti.
Özel hastanelere yüzde 400’e kadar fark almalarının yolu açıldı. Yani, siz bin liralık tedavi görüyorsanız, karşılığında özel hastaneye 4 bin lira para ödeyeceksiniz. Hastanenin SGK’ye kestiği fatura ayrı bedel. Bu uygulama başlatıldı. Halen devam ediyor.
Böylece, özel hastaneler, gelir kapısını geliştirdi. Birde, Memur ve SGK’lı hastalara daha önceden verilen yapılan tedavilerle ilgili verilen sağlık hizmetleriyle ilgili bilgilendirme cetvelleri verilmemeye başladı. Kim kime dum duma bir sistem geliştirilmiş.
Bu iddialar, sanırım 20 yıldır sürekli iktidar kanadına bildiriliyor. Basın toplantıları sırasında pek çok gazeteci tarafından ilgili bakanlara, sağlık sıkıntıları ve ilaç vurgunları iddiaları soruluyor.
Neticede, gelinen nokta, bir yerden sızan ve patlayan balon üzerine ortaya çıkan tabloya bakıldığında, durum içler açısı. Sadece yenidoğan ünitelerindeki bebek ölüm olayları ve beraberindeki yolsuzluklar,ş haksız para kazanma iddiaları bile utanç verici.
Olaylar üzücü ve Türkiye’ye yakışmayan, AK Parti iktidarına yakıştırılamayacak kadar kötü bir durum. Hak, hukuk, adalet diyerek, Yasaklar, Yokluklar, Yolsuzluklarla mücadele sözü verilip iktidara gelen AK Parti’nin bugün içinde yaşadığımız ülkenin durumuna bakıldığında, eleştirilecek o kadar çok konu var ki. Güven kaybına yol açıyor bu durumlar.
Gelelim, emekli Sabri amcanın, konuyla ilgili olarak söylediklerine.
31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde emekliler, seçim öncesinde ek zam bekliyorlardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa mitingini ilgiyle izleyen emekliler, reisin ağzından çıkacak olan zam rakamına endekslenmişlerdi. Reis, zam açıklaması yapmadı. Zaten bu meydana gelen emekliler için de AK Parti’nin desteklenmesi düşüncesi kayıp oldu gitti. Belediye seçimleri de kayıp edildi.
Şimdi, bugünlerde medyada yer alan haberlere göre, bir bebek için 8 bin TL günlük yenidoğan yoğun bakım ücretini alabilme adına hastanelerin yaptıkları olaylarla ilgili iddiaları tartışıyoruz. Yüzlerce belki de binlerce bebek aynı şekilde işleme tabi tutulup, SGK’nın bütçesi, paraları alınmış. Sadece bu konuda dikkatli olunması ve bu olaylara engel olunması halinde bile, hastanelerin haksız kazançlarına engel olunsa idi, SGK’nın bugün iflas ettiğinin konuşulması yapılmazdı.
Yine, bu sağlık rantı ve hortumlamaya AK Partili siyasetçilerimiz göz yummamış olsalar idi (halkın konuştuğu ve anladığı şekildeki olaylar böyle yorumlanıyor.) emekliler için SGK bütçesinde olağan dışı, hatta gerekli olandan fazlası bile mevcut olurdu.
Emekliler, AK Parti’ye küsmezler ve AK Parti’de seçimleri kaybetmemiş olurdu.
Gelelim bu güne. Zararın neresinden dönülse kardır mantığı ile hareket edilmesi gerekli. Bir kere özel hastaneler ile SGK arasındaki sözleşmeler, kamu hastanelere yapılan ödemeler düzeyine indirilmeli ve özel hastanelerin vatandaşlardan talep ettikleri ek ücretler sıfıra indirilmeli. Halkımızın beklenti ve istekleri bu yönde. Rant ve hortumlama şebekesini genel cerrahların ameliyat masasına yatırmaları ve her türlü mikrop, hastalık barındırıcı engelleri temizleyip ameliyat edilmeli.
Tabi ki, hak eden hakkını almalı ama SGK’nın da özel hastanelerin sponsoru olmasına engel olunmalı.
İşte bu iddialar ve olaylar bizlere tüyü bitmemiş yetim hakkının nasıl yenildiğini gösteriyor.
Allah, kimseyi doğru yoldan şaşırtmasın!