Bu kentin birlik, beraberlik ve bütünleşmesine katkı sağlayan bir tek takım var; Bursaspor. Hangi ligde mücadele ederse etsin, Bursalılar Bursaspor’a olan sevdalarını, bağlılıklarını aile sevgisinden de öteye kadar taşımış durumdalar.
Tribünleri şenlendiren Teksaslı taraftarlarımız bu kentin bence en güzel örneği. Bu gençler, okul harçlıklarıyla maç bileti parası ödeyip stada gelip Bursa adına ellerinden gelen her gösteriyi yapıyorlar. İyi günde, kötü günde, deplasmanda kendi sahamızda, her nerede maç oynanırsa oynansın, Teksas takımının yanında.
Bu sevgi, pazara kadar değil, mezara kadar. Klasik söylemle, adına filmler çekilen ismiyle “Adı aşk bu eziyetin!”
Ne mutlu onlara ki, içlerindeki bazı istenmeyen olaylara imza atanları tez zamanda temizlemeyi bildiler.
Bizimde Bursaspor sevdamız bitmek bilmiyor. İki kişi karşılaştığında hal hatır sorulmasından sonra ilk akla gelen konu Bursaspor oluyor. Bu kentte yaşayanların hepsi Bursaspor’un halinden anlıyor. Ona destek olabilme adına ellerinden gelen her türlü yardımı yapıyorlar.
Tabi, Bursaspor 2010 yılında Birinci lig şampiyonu olduktan sonra, derelerden çok sular aktı. Takım şampiyon oldu ama bazı yöneticilerin para kazanma hırsı, reklam hırsı, “ben yaptım oldu” hırsı yüzünden Bursaspor, kentin bazı destek veren iş insanların küsmesiyle 3. Lige kadar düştü.
İstenmeyen olayları yaşayan Bursa halkı da Bursaspor’a olan sevdasına rağmen, üzüntüsünü gizleyemedi. İşin açıkçası, Bursa’da ve Bursaspor üzerinden kimlerin ne yaptığı Bursa halkı çok iyi biliyor. Kimlerin reklam peşinde kimlerinde Bursaspor çatısı altında rant peşinde koştuklarını dün anladık, bugün daha iyi anlamaya başladık.
Hiç kimse, Bursaspor’u kendi tekelinde sanmasın. Bu takım, Bursaspor üç beş zenginin kulübü değil, okul harçlıklarıyla bilet alıp soğuk havalarda takımına destek olabilme adına, bazen de okuldan kaçıp maça gelen ve hiçbir beklentisi olmayanların takımıdır. Kulübüdür.
Çünkü, onlar takım zorda da olsa, kümeye de düşse hiçbir zaman desteklerini bırakmadılar. Bazıları gibi, “benim şu kadar alacağım var!” diyerek iddialara göre ve yaşanılan Adli, haciz, mahkeme olaylarına göre de Bursaspor’un parasının, malının, mülkünün üzerine çökme hesapları yapmadılar.
Siyasi ayak oyunlarına, siyasi güç devşirmelerine alet etmediler Bursasporumuzu.
Çok şükür, Bursaspor ligin bitimine birkaç hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.
Her türlü zorluklara rağmen, bileğinin hakkı ile şampiyonluğunu kazandı.
Lig basamaklarını çıkmaya başladı.
Bugün, üçüncü ligden ikinci lige çıktık. Bir basamak atlamış olduk. Arzu ettiğimiz yerimiz, Süper lig.
Şimdi, şampiyonluğun tadını çıkarıp, kentin moral bulması ve yeniden birlik, beraberlik görüntüsü vermesiyle gurur duyuyoruz.
Geçmişte yaşanılan olayları elbette ki unutmayacağız.
Şampiyonluk kolay kazanılmadı.
Bir sürü engebeli yollar aşıldı. Bir sürü simsarla yollarda tartışmalar, kavgalar yaşandı.
Bir sürü çıkar gurubunun devre dışı bırakılması adına kent birliği sağlanması adına sabır edildi. Bilinenler söylenmedi. Söylenenler sineye çekildi.
Kısaca, merdiven basamaklarını çıkmaya başlayan Bursaspor için bu kent uzun süredir olduğu gibi sustu.
Sabırla neticeyi bekledi.
Bugün çok güzel neticeler aldık. Artık sevinme zamanı. Fakat, geçmişte bizleri kötü olayları yaşayan, iddialara göre de bu kentin rant projelerine imza atma adına Bursasporu kalkan gibi kullananlardan da artık hesap sorma vaktinin geldiğine inanıyoruz.
Dün yaşanılanlardan örnek alınıp, dersler çıkarılıp önümüzdeki yollarda bu kararlı yürüyüşe daha iyi, bilinçli ve dirayetli bir şekilde yürümeye devam etmeliyiz.
Her kim, bu kentin takımına, dolayısıyla kente, takıma verilen kamu mallarına el uzattı ise o ellerinde artık kırılma zamanı geldiğine inanıyor Bursalılar.
Bırakın spor, spor şenlikleriyle kalkın. Bu maç 90 dakika, yenmek de var, yenilmekte var.
Bursaspor da bu kentin takımı. Kimsenin tapulu malı değil.
Kimsenin siyasi güç gösteri alanı değil.
Hiçbir siyasetçinin “bu takımı ben şampiyon yaptım” deme lüksü yoktur. Çünkü, bu takımı 90 dakika veya uzatmalarla birlikte o sahalarda top koşturan ve maçları kazanan Bursasporlular yaptılar şampiyon. Övünmekte onların hakkı.
Koltuklarda oturan bazı siyaset bezirganlarının artık Bursaspor ve şampiyonluk söylemleriyle ilgili laflarına, sözlerine çok iyi dikkat etmeleri lazım. Çünkü, bu kentin takımına yardım etmek onların kayıtsız şartsız görevleri. Yapmıyorlarsa, yada bu hizmetleri siyasi ikbal veya reklam peşinde koştukları için yapıyorlarsa, onlarda ayıplarıyla yerlerinde otursunlar.
Bursa halkı, vakti zamanı geldiğinde, spor ve siyasetin çok ayrı olaylar olduğunu onlara anlatıp gösterirler.
Artık Bursaspor şampiyon. Bunun mutluluğuyla sezonu kapattık. 2010 yılındaki mutluluk ve huzur kente geri geldi. Önümüzdeki yıl ikinci ligden birinci lige, ondan sonraki sezonda süper lige çıkmamız dileğiyle şampiyonluğumuz kutlu olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Şampiyon Bursaspor
Bu kentin birlik, beraberlik ve bütünleşmesine katkı sağlayan bir tek takım var; Bursaspor. Hangi ligde mücadele ederse etsin, Bursalılar Bursaspor’a olan sevdalarını, bağlılıklarını aile sevgisinden de öteye kadar taşımış durumdalar.
Tribünleri şenlendiren Teksaslı taraftarlarımız bu kentin bence en güzel örneği. Bu gençler, okul harçlıklarıyla maç bileti parası ödeyip stada gelip Bursa adına ellerinden gelen her gösteriyi yapıyorlar. İyi günde, kötü günde, deplasmanda kendi sahamızda, her nerede maç oynanırsa oynansın, Teksas takımının yanında.
Bu sevgi, pazara kadar değil, mezara kadar. Klasik söylemle, adına filmler çekilen ismiyle “Adı aşk bu eziyetin!”
Ne mutlu onlara ki, içlerindeki bazı istenmeyen olaylara imza atanları tez zamanda temizlemeyi bildiler.
Bizimde Bursaspor sevdamız bitmek bilmiyor. İki kişi karşılaştığında hal hatır sorulmasından sonra ilk akla gelen konu Bursaspor oluyor. Bu kentte yaşayanların hepsi Bursaspor’un halinden anlıyor. Ona destek olabilme adına ellerinden gelen her türlü yardımı yapıyorlar.
Tabi, Bursaspor 2010 yılında Birinci lig şampiyonu olduktan sonra, derelerden çok sular aktı. Takım şampiyon oldu ama bazı yöneticilerin para kazanma hırsı, reklam hırsı, “ben yaptım oldu” hırsı yüzünden Bursaspor, kentin bazı destek veren iş insanların küsmesiyle 3. Lige kadar düştü.
İstenmeyen olayları yaşayan Bursa halkı da Bursaspor’a olan sevdasına rağmen, üzüntüsünü gizleyemedi. İşin açıkçası, Bursa’da ve Bursaspor üzerinden kimlerin ne yaptığı Bursa halkı çok iyi biliyor. Kimlerin reklam peşinde kimlerinde Bursaspor çatısı altında rant peşinde koştuklarını dün anladık, bugün daha iyi anlamaya başladık.
Hiç kimse, Bursaspor’u kendi tekelinde sanmasın. Bu takım, Bursaspor üç beş zenginin kulübü değil, okul harçlıklarıyla bilet alıp soğuk havalarda takımına destek olabilme adına, bazen de okuldan kaçıp maça gelen ve hiçbir beklentisi olmayanların takımıdır. Kulübüdür.
Çünkü, onlar takım zorda da olsa, kümeye de düşse hiçbir zaman desteklerini bırakmadılar. Bazıları gibi, “benim şu kadar alacağım var!” diyerek iddialara göre ve yaşanılan Adli, haciz, mahkeme olaylarına göre de Bursaspor’un parasının, malının, mülkünün üzerine çökme hesapları yapmadılar.
Siyasi ayak oyunlarına, siyasi güç devşirmelerine alet etmediler Bursasporumuzu.
Çok şükür, Bursaspor ligin bitimine birkaç hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.
Her türlü zorluklara rağmen, bileğinin hakkı ile şampiyonluğunu kazandı.
Lig basamaklarını çıkmaya başladı.
Bugün, üçüncü ligden ikinci lige çıktık. Bir basamak atlamış olduk. Arzu ettiğimiz yerimiz, Süper lig.
Şimdi, şampiyonluğun tadını çıkarıp, kentin moral bulması ve yeniden birlik, beraberlik görüntüsü vermesiyle gurur duyuyoruz.
Geçmişte yaşanılan olayları elbette ki unutmayacağız.
Şampiyonluk kolay kazanılmadı.
Bir sürü engebeli yollar aşıldı. Bir sürü simsarla yollarda tartışmalar, kavgalar yaşandı.
Bir sürü çıkar gurubunun devre dışı bırakılması adına kent birliği sağlanması adına sabır edildi. Bilinenler söylenmedi. Söylenenler sineye çekildi.
Kısaca, merdiven basamaklarını çıkmaya başlayan Bursaspor için bu kent uzun süredir olduğu gibi sustu.
Sabırla neticeyi bekledi.
Bugün çok güzel neticeler aldık. Artık sevinme zamanı. Fakat, geçmişte bizleri kötü olayları yaşayan, iddialara göre de bu kentin rant projelerine imza atma adına Bursasporu kalkan gibi kullananlardan da artık hesap sorma vaktinin geldiğine inanıyoruz.
Dün yaşanılanlardan örnek alınıp, dersler çıkarılıp önümüzdeki yollarda bu kararlı yürüyüşe daha iyi, bilinçli ve dirayetli bir şekilde yürümeye devam etmeliyiz.
Her kim, bu kentin takımına, dolayısıyla kente, takıma verilen kamu mallarına el uzattı ise o ellerinde artık kırılma zamanı geldiğine inanıyor Bursalılar.
Bırakın spor, spor şenlikleriyle kalkın. Bu maç 90 dakika, yenmek de var, yenilmekte var.
Bursaspor da bu kentin takımı. Kimsenin tapulu malı değil.
Kimsenin siyasi güç gösteri alanı değil.
Hiçbir siyasetçinin “bu takımı ben şampiyon yaptım” deme lüksü yoktur. Çünkü, bu takımı 90 dakika veya uzatmalarla birlikte o sahalarda top koşturan ve maçları kazanan Bursasporlular yaptılar şampiyon. Övünmekte onların hakkı.
Koltuklarda oturan bazı siyaset bezirganlarının artık Bursaspor ve şampiyonluk söylemleriyle ilgili laflarına, sözlerine çok iyi dikkat etmeleri lazım. Çünkü, bu kentin takımına yardım etmek onların kayıtsız şartsız görevleri. Yapmıyorlarsa, yada bu hizmetleri siyasi ikbal veya reklam peşinde koştukları için yapıyorlarsa, onlarda ayıplarıyla yerlerinde otursunlar.
Bursa halkı, vakti zamanı geldiğinde, spor ve siyasetin çok ayrı olaylar olduğunu onlara anlatıp gösterirler.
Artık Bursaspor şampiyon. Bunun mutluluğuyla sezonu kapattık. 2010 yılındaki mutluluk ve huzur kente geri geldi. Önümüzdeki yıl ikinci ligden birinci lige, ondan sonraki sezonda süper lige çıkmamız dileğiyle şampiyonluğumuz kutlu olsun.