Nilüfer Belediyesinde ortaya çıkarılan Tek imza olayı ile ilgili olarak ortaya çıkan tutanak ve belgelere göre, müteahhitlere menfaat sağlandığı iddiaları ön plana çıkarılmış. Uygulamanın hak ve adalete uygun olmadığı belirtilmiş.
Önce, Tek imza olayını hatırlayalım. Nilüfer Belediyesi imar uygulamalarında Türkiye’de eşi ve benzeri bulunmayan ve herhangi bir belediyede uygulaması olmayan tek imza ile inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni verilmesiyle ilgili uygulamalara senelerdir imza atıyordu.
Müteahhitler, Belediyeden aldıkları resmi imar durumuna uymayan, temel vizesi, toprak vizesi yapılmayan veya belediye memurlarının “bu işler projeye uygun değil. İmar durumuna uygun değil. Kanuna uygun değil” bahaneleriyle imza atmadıkları, ruhsat ve imar işlemlerine, eski dönemlerde Belediye’nin başkan yardımcısı şimdinin ise mevcut belediye başkanı Turgay Erdem ve Osman Ayradilli’nin Tek imza ile olayları yasal hale getirdikleri iddiası.
Bu iddialarla ilgili 2018 yılında belirlenen ve Adliye’de dava konusu edilen tam tamına bin 965 tane tek imza uygulaması var.
Bu dava açıldıktan sonra da Nilüfer Belediyesinde tek imza konusu, “davanın sonucu ne olacak? Biz doğru mu yapıyoruz, yanlış mı? Adalet bu konuda ne gibi karar verecek?” şeklinde bekleme yapılması gerekirken, imza işleminin aynen ve daha fazla devam ettiği iddiaları, ikinci kez soruşturma konusu olmuştu.
Bu olaylarla ilgili olarak tek imza ile kanuna uygun olmayan imar iş ve evraklarının uygun hale gelmiş gibi Belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında işlem yapılmasına yol açan kararlara imza atılması olaylarının ilçedeki iktidar CHP’li belediye ile yakın iş ilişkileri bulunduğu söylenilen, şeklen AK Parti’de yer almalarına rağmen CHP’li belediyenin iş ortakları gibi hareket ettikleri iddia edilen bazı AKP’li müteahhitlerinde bu iş ve işlemlerden nemalandığı öne sürülüyor.
Bu konuda, halk arasında konuşulanlara göre, CHP’li Belediye yöneticileri, AK Parti’li yöneticilerde korunup kollanıyor. Ki, senelerdir, bu belediye ile ilgili vatandaşların şikayetleri hep göz ardı edildiği iddiaları da sürekli gündemde.
Hatta bu olaylar ve iddialar öylesine tartışılıyor ki, AK arti’li bu müteahhit tayfası, kendi menfaatlerinin devamı için mahalli seçimlerde bile AK Parti yerine CHP’li adayların lehine çalışıyorlar. Maddi ve manevi destek oluyorlar. Sonra da kendi istedikleri gibi imar durumlarını alıp, kendi istedikleri gibi inşaatlarını yapıyorlar. Belediyenin memurlarının imza atmadıkları projelerine ise başkan yardımcılarının tek imza atmasıyla işlerini tıkır tıkır götürüyorlar.
İlçede bunun örnekleri gerçekten çok fazla. AK Parti’nin yönetimlerinde yer alan müteahhitlerin bugün daha yaptıkları inşaatlarının emsallerine yani yan parsel, aynı ada içindeki diğer parsellere göre birkaç kat daha fazla olduğu iddiaları şeklen gözler önüne seriliyor.
Tabi, bu durumlarla ilgili sadece tek taraflı yazılar yazmak bizim gazetecilik anlayışımıza uygun değil. Basın Meslek ilkelerini kendimize düstur edinmişiz. Ayrıca, hak, hukuk, adalet konusunda okurlarımın da çok yakından bilip tanıdıkları gibi taviz verilmesine gönlüm razı olmuyor. Suç, işleyen cezasını çeksin. Her kim olursa olsun.
Nilüfer Meselesi zaten Bursa’nın senelerdir kanayan yarası. AKP’li müteahhitlerle CHP’nin belediyenin kol kola Nilüfer’i parsel parsel talan ettikleri iddiaları var. Bu konularla ilgili olarak ne CHP ne de AKP’de “biz böyle işler yapmıyoruz” diye herhangi bir açıklama zaten yok. Görünen köy kılavuz istemez.
Gelelim, tek imza ile yapılan imar ayrımcılığıyla ilgili soruşturmada yer verilen ifadelere. Konuyla ilgili gizlilik kararı olmadığı için kamuya açık bir işlem olması nedeniyle yazıyorum.
Nilüfer eski Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “….müteahhitler iş bitiminde belediyeye resmen başvurusunu yapıyorlar. Personelimiz bazı evraklarda teknik eksiklikler görebiliyor. Bu nedenle imza atmıyorlar. Yasal harçların bir an önce belediyeye ödenmesi için de işlemlerin yapılması için9 evraklar tek imza ile imzalanmış, akabinde eksik evrakların tamamlanması sağlanmıştır….” Demiş.
Öyle sanıyorum ki, iddialara göre, tek imza ile imzalanıp daha sonra eksik evrakları tamamlanan tek bir dosya bile gösterilmemiş. Yani, tek imza uygulamasını aynen kabul etmiş gibi gözüküyor.
Mevcut Belediye başkanı Turgay Erdem ise, “……belediye işlemlerinin hızlı yapılması, vatandaşa kolaylık sağlanması ve belediyeye gelirlerin sağlanması adına…..” tek imza ile evrak imzaladığını kabul etmiş.
Belediye görevlileri ile görüş istenilen Çevre Şehircilik ve İklim DeğişikliğiBakanlığı görevlileri ise “yapılan işlemler kanuna ve imar yönetmeliklerine uygun değil” şeklinde görüş beyan etmişler.
Ayrıca, Yapı Denetim şirketleri ve müteahhitlerinde bu uygulama ile inşaatların olması gereken ve projede belirtilen esaslara, kanunlara uygun olmadan yasal hale getirildiği iddiasıyla menfaat sağladıkları iddialarına yer verilmiş.
Zaten bizlerde işin bu yönüyle araştırılmasını istiyoruz. Hangi müteahhide hangi inşaatları için özel işlem yapılmış? Cevabını istediğimiz ve kamuoyunun bilgilendirilmesini istediğimiz konu budur.
Hani, bazı müteahhitlerin bir evrakı eksik olur ve işlemin hızlı yapılması için geçici önlem adına evraklarla ilgili imzalar atılır, işlem yapılır. Birkaç tane istisna uygulama olabilir. Kabul edilebilir. Ama, bu durumda binlerce ruhsat ve yapı ruhsatı söz konusu olduğunda, Nilüfer ilçesinde nerede ise verilen 100 ruhsattan 90 tanesinin tek imza ile düzenlenmiş olduğu iddialarının konuşulması hoş bir şey olmasa gerek diye düşünüyorum.
Yapılan savunmalarda 3-5 tane ruhsata bu durum uygulanmış gibi gösterilmek istenmesi de dikkat çeken diğer bir husus. Bu iş, 3-5 değil, sayılar 2 bini aşmış gibi.
Bakalım, Nilüfer’deki AKP- CHP gizli rant ortaklığı, bazı kişilerce konulan sıfata göre “menfaat ortaklığı” ile ilgili sonuçlar nereye kadar gidecek?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Menfaat imzası !
Nilüfer Belediyesinde ortaya çıkarılan Tek imza olayı ile ilgili olarak ortaya çıkan tutanak ve belgelere göre, müteahhitlere menfaat sağlandığı iddiaları ön plana çıkarılmış. Uygulamanın hak ve adalete uygun olmadığı belirtilmiş.
Önce, Tek imza olayını hatırlayalım. Nilüfer Belediyesi imar uygulamalarında Türkiye’de eşi ve benzeri bulunmayan ve herhangi bir belediyede uygulaması olmayan tek imza ile inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni verilmesiyle ilgili uygulamalara senelerdir imza atıyordu.
Müteahhitler, Belediyeden aldıkları resmi imar durumuna uymayan, temel vizesi, toprak vizesi yapılmayan veya belediye memurlarının “bu işler projeye uygun değil. İmar durumuna uygun değil. Kanuna uygun değil” bahaneleriyle imza atmadıkları, ruhsat ve imar işlemlerine, eski dönemlerde Belediye’nin başkan yardımcısı şimdinin ise mevcut belediye başkanı Turgay Erdem ve Osman Ayradilli’nin Tek imza ile olayları yasal hale getirdikleri iddiası.
Bu iddialarla ilgili 2018 yılında belirlenen ve Adliye’de dava konusu edilen tam tamına bin 965 tane tek imza uygulaması var.
Bu dava açıldıktan sonra da Nilüfer Belediyesinde tek imza konusu, “davanın sonucu ne olacak? Biz doğru mu yapıyoruz, yanlış mı? Adalet bu konuda ne gibi karar verecek?” şeklinde bekleme yapılması gerekirken, imza işleminin aynen ve daha fazla devam ettiği iddiaları, ikinci kez soruşturma konusu olmuştu.
Bu olaylarla ilgili olarak tek imza ile kanuna uygun olmayan imar iş ve evraklarının uygun hale gelmiş gibi Belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında işlem yapılmasına yol açan kararlara imza atılması olaylarının ilçedeki iktidar CHP’li belediye ile yakın iş ilişkileri bulunduğu söylenilen, şeklen AK Parti’de yer almalarına rağmen CHP’li belediyenin iş ortakları gibi hareket ettikleri iddia edilen bazı AKP’li müteahhitlerinde bu iş ve işlemlerden nemalandığı öne sürülüyor.
Bu konuda, halk arasında konuşulanlara göre, CHP’li Belediye yöneticileri, AK Parti’li yöneticilerde korunup kollanıyor. Ki, senelerdir, bu belediye ile ilgili vatandaşların şikayetleri hep göz ardı edildiği iddiaları da sürekli gündemde.
Hatta bu olaylar ve iddialar öylesine tartışılıyor ki, AK arti’li bu müteahhit tayfası, kendi menfaatlerinin devamı için mahalli seçimlerde bile AK Parti yerine CHP’li adayların lehine çalışıyorlar. Maddi ve manevi destek oluyorlar. Sonra da kendi istedikleri gibi imar durumlarını alıp, kendi istedikleri gibi inşaatlarını yapıyorlar. Belediyenin memurlarının imza atmadıkları projelerine ise başkan yardımcılarının tek imza atmasıyla işlerini tıkır tıkır götürüyorlar.
İlçede bunun örnekleri gerçekten çok fazla. AK Parti’nin yönetimlerinde yer alan müteahhitlerin bugün daha yaptıkları inşaatlarının emsallerine yani yan parsel, aynı ada içindeki diğer parsellere göre birkaç kat daha fazla olduğu iddiaları şeklen gözler önüne seriliyor.
Tabi, bu durumlarla ilgili sadece tek taraflı yazılar yazmak bizim gazetecilik anlayışımıza uygun değil. Basın Meslek ilkelerini kendimize düstur edinmişiz. Ayrıca, hak, hukuk, adalet konusunda okurlarımın da çok yakından bilip tanıdıkları gibi taviz verilmesine gönlüm razı olmuyor. Suç, işleyen cezasını çeksin. Her kim olursa olsun.
Nilüfer Meselesi zaten Bursa’nın senelerdir kanayan yarası. AKP’li müteahhitlerle CHP’nin belediyenin kol kola Nilüfer’i parsel parsel talan ettikleri iddiaları var. Bu konularla ilgili olarak ne CHP ne de AKP’de “biz böyle işler yapmıyoruz” diye herhangi bir açıklama zaten yok. Görünen köy kılavuz istemez.
Gelelim, tek imza ile yapılan imar ayrımcılığıyla ilgili soruşturmada yer verilen ifadelere. Konuyla ilgili gizlilik kararı olmadığı için kamuya açık bir işlem olması nedeniyle yazıyorum.
Nilüfer eski Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “….müteahhitler iş bitiminde belediyeye resmen başvurusunu yapıyorlar. Personelimiz bazı evraklarda teknik eksiklikler görebiliyor. Bu nedenle imza atmıyorlar. Yasal harçların bir an önce belediyeye ödenmesi için de işlemlerin yapılması için9 evraklar tek imza ile imzalanmış, akabinde eksik evrakların tamamlanması sağlanmıştır….” Demiş.
Öyle sanıyorum ki, iddialara göre, tek imza ile imzalanıp daha sonra eksik evrakları tamamlanan tek bir dosya bile gösterilmemiş. Yani, tek imza uygulamasını aynen kabul etmiş gibi gözüküyor.
Mevcut Belediye başkanı Turgay Erdem ise, “……belediye işlemlerinin hızlı yapılması, vatandaşa kolaylık sağlanması ve belediyeye gelirlerin sağlanması adına…..” tek imza ile evrak imzaladığını kabul etmiş.
Belediye görevlileri ile görüş istenilen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevlileri ise “yapılan işlemler kanuna ve imar yönetmeliklerine uygun değil” şeklinde görüş beyan etmişler.
Ayrıca, Yapı Denetim şirketleri ve müteahhitlerinde bu uygulama ile inşaatların olması gereken ve projede belirtilen esaslara, kanunlara uygun olmadan yasal hale getirildiği iddiasıyla menfaat sağladıkları iddialarına yer verilmiş.
Zaten bizlerde işin bu yönüyle araştırılmasını istiyoruz. Hangi müteahhide hangi inşaatları için özel işlem yapılmış? Cevabını istediğimiz ve kamuoyunun bilgilendirilmesini istediğimiz konu budur.
Hani, bazı müteahhitlerin bir evrakı eksik olur ve işlemin hızlı yapılması için geçici önlem adına evraklarla ilgili imzalar atılır, işlem yapılır. Birkaç tane istisna uygulama olabilir. Kabul edilebilir. Ama, bu durumda binlerce ruhsat ve yapı ruhsatı söz konusu olduğunda, Nilüfer ilçesinde nerede ise verilen 100 ruhsattan 90 tanesinin tek imza ile düzenlenmiş olduğu iddialarının konuşulması hoş bir şey olmasa gerek diye düşünüyorum.
Yapılan savunmalarda 3-5 tane ruhsata bu durum uygulanmış gibi gösterilmek istenmesi de dikkat çeken diğer bir husus. Bu iş, 3-5 değil, sayılar 2 bini aşmış gibi.
Bakalım, Nilüfer’deki AKP- CHP gizli rant ortaklığı, bazı kişilerce konulan sıfata göre “menfaat ortaklığı” ile ilgili sonuçlar nereye kadar gidecek?