Kentsel dönüşümün rotası kent merkezine çevrildi !
Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2024 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.09.2024 16:10
Kentsel dönüşüm konuşulmaya başlandığında ilk önce akla hemen rantsal dönüşüm nasıl yapılır? Sorusu ve beklentisi geliyor.
İnsanlar, ellerindeki mal ve mülkün yenilenmesi, sağlamlaşması ve depreme karşı dayanıklı hale gelmesinin yanı sıra, “ben bu işten ne kazanacağım?” sorusuna cevap arıyorlar. Bir yandan da geçmişte yapılan kentsel dönüşüm projelerine baktığımızda kendi paylarını haklılar. Çünkü, geçmişte uygulanan özellikle Nilüfer Ataevler bölgesinde uygulanan kentsel dönüşüm projelerinde, kat malikleri ve hissedarlardan çok müteahhitler ceplerini doldurdular.
Uygulamalara ve yapılanlara karşı çıkan müteahhitler oldu. Siyasetçilerimiz ise her zamanki gibi sustular.
Bu konuda Bursa gündeminde hep eski alınan kararlar ve Recep Altepe döneminde verilen yüzde 0.50 ilave imar hakkı var.
Kentsel dönüşüm projelerin hızlanması ve vatandaşlara fazla mali külfet getirmemesi düşüncesiyle verilen 0.50 emsal artışı, aslında, 4 katlı binaların 6 kata, 5 katlı binaların ise dubleks dairelerle beraber 7 kata çıkarılması amacı ile alınan kararlardı.
Bu kararın alınmasındaki amaç ise kentsel dönüşümün bire bir olmasının mümkün olmayışı, konut/ bina sahibi olan insanlarında ekonomik sıkıntılar ve ödeme güçlüğü çekmemesi için emsal artışı ile bazı desteklerin sağlanması olarak açıklanmıştı.
Fakat, uygulama öyle olmadı. Kentsel dönüşüne girip girmeyeceği hala tartışılan pek çok bina, yeni yapılar, yıkılıp yerine yüzde 0.50 emsal ilave edildiği söylenip 4 katlı binalar 12 kata nasıl yükseltildi?
Yine, 0.50 emsal uygulandığı söylenip 5 katlı binalar, 7 kat olması gerekirken nasıl 15 kata yükseltildi?
Bursa’nın kentsel dönüşüm ve rantsal dönüşüm projelerinde aslında tartışılması gereken konu bu. Kim veya kimler bu 0.50 emsali yüzde 500 artırma varmış gibi kullandı?
Bu inşaatlara ruhsatları kimler verdi?
Projeleri kimler onayladı?
Yapı kullanma izinleri kimler nasıl imzaladı?
Asıl tartışılması gereken meseleler bunlar. Bugünlerde Nilüfer’in eski belediye başkanı ile ilgili iddialar, sosyal medya ortamlarında pek çok iddialar yayılıyor. Bölgede kentsel dönüşüm başladığı zaman ilçe belediye olan kişide şu anda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı.
Yine, inşaat ve imar izinleri, ruhsatlarını Büyükşehir Belediyesi değil, bizzat ilçe olan Nilüfer Belediyesi verdi. Sonuçta ortaya çıkan hormonlu büyüme diye tabir edilen yapıların mantar gibi bitmesi ve dikilmesinde pay sahibi olanlar, bugün bir kenara çekilmiş, Recep Altepe’nin döneminde verilen 0.50 emsal artışının bu hormonlu büyümeye yol açtığını ileri sürüyorlar.
Az buçuk hesap kitap bilenler bu söylemleri yutmuyorlar. Ama, siyasetle ticaretin iç içe geçtiği Nilüfer’de, iktidarı ile muhalefetin kol kola girip halay çektiği konuşulan bu ilçede ilçe belediye başkanının bizzat müteahhitleri yanına alıp siteleri gezip, kentsel dönüşüm için ben bu müteahhide kefilim diye konuştuğu vakitleri de bu vatandaşlarımız unutmuyorlar.
Birileri o tarihlerde bir döndürek çevirdiler. Kabak ise Recep Altepe’nin başında patlatılmak istendi. Medyaya böyle haberler servis edildi. Asıl, sorumluluk sahibi olanlar, “ben yapmadım, onlar yaptı” söylemleriyle kendilerini aklayıp paklamaya çabaladılar. Oysa ki yakın zamanda yapılan pek çok denetimlerde, bu hormonlu binaların ruhsatlarının tek imza ile verildiğinin ortaya çıktığı iddiaları, bugünlerde dün yapılan söylemleri tekzip eder nitelik kazandı deniliyor.
Binalara ruhsat veren tek imza atanlarla, müteahhitler arasındaki bazı iddiaların ve halkımızın deyimi ile kirli iş birliklerinin olduğu iddialarının ortaya atılması da ciddi anlamda siyasetin, iktidarı ile muhalefeti ile ticarette ortak olup rant peşinde devşirme yaptıklarının konuşulmasına yol açıyor.
Siyasetin bu lekeleri tam temizlenmedikçe, dedikodu kazanının altındaki ateş söndürülmedikçe Nilüfer’i biz daha çok tartışırız.
Gelelim günümüze. Bursa’nın konut yapısı, fabrika yapısı, sanayi bölgelerindeki üretim tesisleri yapısı, yolları, yollardaki köprüleri, köprülü kavşak ve viyadüklerinin bazılarının yapılış tarihleri çok eski.
Acilen kentsel dönüşüme ihtiyaçları var.
Bunun içinde adımların hızlı, seri ama kanun ve nizamlar çerçevesinde atılması önemli.
Bursa Kent Konseyi’nin geçen hafta gündeminde, kentsel dönüşüm meselesi vardı. Özellikle de Akademik Odaların, Altıparmak ve çevre mahalleri için bilimsel kentsel dönüşüm plan ve projeleri hazırlanması konusunda yetkilenmesi, bu şehir adına çok önemli bazı görevlerin üstlenilmesi adına sevindirici. En azından, yüzde 0.50 emsal artışının yüzde 500’lere varan fiili kullanıma ve inşaatlara uygulanmasına izin verilmeyeceğinin anlaşılması açısından önem arz ediyor.
Ataevler’de yeni yapılan binalar kentsel dönüşüm diye yıkılıp, rantiyeye çevrildiği iddiaları konuşulurken, dönemin Altıparmak Kuruçeşme Mahallesi muhtarı Hatice Temel “Kentsel dönüşüm Nilüfer’den değil, Altıparmak Çarşamba Pazarı semtlerinden başlamalı” diye açıklamalar yapmıştı. Muhtarın bu önerisi pek çok Bursalı tarafından desteklenirken, müteahhit ve işadamı dernekleri ve çıkar gurupları ise, “Altıparmak ve Çarşamba’da kentsel dönüşüm için yeterli rant yok! Yapılan yatırım, inşaatlar, karşılığını bulmaz” diye açıklamalar yapmışlardı.
Bugün gelinen noktada kamuoyu baskısı, Osmangazi Belediyesinin yeni dönemde kentsel dönüşüm ve yenilenme projelerine ağırlık verileceğinin açıklamasıyla beraber, Altıparmak, Çırpan, Selime, İntizam, Hocahasan, Ahmetpaşa, Şahabettinpaşa, Aktarhüssam, Kuruçeşme ve Yahşibey mahallelerinde kentsel dönüşüm için akademik odalarla işbirliği protokolü imzalandı.
Yapılacak çalışmaları dikkatle ve heyecanla izliyoruz. Bu çalışmalar gerçekleşirse Bursa’nın kent merkezindeki değişim, bu kentin hem ekonomik hem de sosyal yaşantısına büyük bir gelişme sağlar.
Şimdi bölge için akademik odaların toplumsal görüş halinde ve ortak akıl çerçevesinde hazırlayacakları rapor ve imar planı önerileri bekleniyor. Tabi, bu önerilerin yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da elini çabuk tutup İstanbul’daki kentsel dönüşüm için uygulamaya konulan “yarısı sizden yarısı bizden” kampanyasına Bursa’nın da dahil edilmesi gerekli.
Çünkü, kentsel dönüşüm lafla değil, parayla, mali güçle, ekonomik katkılarla oluyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Kentsel dönüşümün rotası kent merkezine çevrildi !
Kentsel dönüşüm konuşulmaya başlandığında ilk önce akla hemen rantsal dönüşüm nasıl yapılır? Sorusu ve beklentisi geliyor.
İnsanlar, ellerindeki mal ve mülkün yenilenmesi, sağlamlaşması ve depreme karşı dayanıklı hale gelmesinin yanı sıra, “ben bu işten ne kazanacağım?” sorusuna cevap arıyorlar. Bir yandan da geçmişte yapılan kentsel dönüşüm projelerine baktığımızda kendi paylarını haklılar. Çünkü, geçmişte uygulanan özellikle Nilüfer Ataevler bölgesinde uygulanan kentsel dönüşüm projelerinde, kat malikleri ve hissedarlardan çok müteahhitler ceplerini doldurdular.
Uygulamalara ve yapılanlara karşı çıkan müteahhitler oldu. Siyasetçilerimiz ise her zamanki gibi sustular.
Bu konuda Bursa gündeminde hep eski alınan kararlar ve Recep Altepe döneminde verilen yüzde 0.50 ilave imar hakkı var.
Kentsel dönüşüm projelerin hızlanması ve vatandaşlara fazla mali külfet getirmemesi düşüncesiyle verilen 0.50 emsal artışı, aslında, 4 katlı binaların 6 kata, 5 katlı binaların ise dubleks dairelerle beraber 7 kata çıkarılması amacı ile alınan kararlardı.
Bu kararın alınmasındaki amaç ise kentsel dönüşümün bire bir olmasının mümkün olmayışı, konut/ bina sahibi olan insanlarında ekonomik sıkıntılar ve ödeme güçlüğü çekmemesi için emsal artışı ile bazı desteklerin sağlanması olarak açıklanmıştı.
Fakat, uygulama öyle olmadı. Kentsel dönüşüne girip girmeyeceği hala tartışılan pek çok bina, yeni yapılar, yıkılıp yerine yüzde 0.50 emsal ilave edildiği söylenip 4 katlı binalar 12 kata nasıl yükseltildi?
Yine, 0.50 emsal uygulandığı söylenip 5 katlı binalar, 7 kat olması gerekirken nasıl 15 kata yükseltildi?
Bursa’nın kentsel dönüşüm ve rantsal dönüşüm projelerinde aslında tartışılması gereken konu bu. Kim veya kimler bu 0.50 emsali yüzde 500 artırma varmış gibi kullandı?
Bu inşaatlara ruhsatları kimler verdi?
Projeleri kimler onayladı?
Yapı kullanma izinleri kimler nasıl imzaladı?
Asıl tartışılması gereken meseleler bunlar. Bugünlerde Nilüfer’in eski belediye başkanı ile ilgili iddialar, sosyal medya ortamlarında pek çok iddialar yayılıyor. Bölgede kentsel dönüşüm başladığı zaman ilçe belediye olan kişide şu anda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı.
Yine, inşaat ve imar izinleri, ruhsatlarını Büyükşehir Belediyesi değil, bizzat ilçe olan Nilüfer Belediyesi verdi. Sonuçta ortaya çıkan hormonlu büyüme diye tabir edilen yapıların mantar gibi bitmesi ve dikilmesinde pay sahibi olanlar, bugün bir kenara çekilmiş, Recep Altepe’nin döneminde verilen 0.50 emsal artışının bu hormonlu büyümeye yol açtığını ileri sürüyorlar.
Az buçuk hesap kitap bilenler bu söylemleri yutmuyorlar. Ama, siyasetle ticaretin iç içe geçtiği Nilüfer’de, iktidarı ile muhalefetin kol kola girip halay çektiği konuşulan bu ilçede ilçe belediye başkanının bizzat müteahhitleri yanına alıp siteleri gezip, kentsel dönüşüm için ben bu müteahhide kefilim diye konuştuğu vakitleri de bu vatandaşlarımız unutmuyorlar.
Birileri o tarihlerde bir döndürek çevirdiler. Kabak ise Recep Altepe’nin başında patlatılmak istendi. Medyaya böyle haberler servis edildi. Asıl, sorumluluk sahibi olanlar, “ben yapmadım, onlar yaptı” söylemleriyle kendilerini aklayıp paklamaya çabaladılar. Oysa ki yakın zamanda yapılan pek çok denetimlerde, bu hormonlu binaların ruhsatlarının tek imza ile verildiğinin ortaya çıktığı iddiaları, bugünlerde dün yapılan söylemleri tekzip eder nitelik kazandı deniliyor.
Binalara ruhsat veren tek imza atanlarla, müteahhitler arasındaki bazı iddiaların ve halkımızın deyimi ile kirli iş birliklerinin olduğu iddialarının ortaya atılması da ciddi anlamda siyasetin, iktidarı ile muhalefeti ile ticarette ortak olup rant peşinde devşirme yaptıklarının konuşulmasına yol açıyor.
Siyasetin bu lekeleri tam temizlenmedikçe, dedikodu kazanının altındaki ateş söndürülmedikçe Nilüfer’i biz daha çok tartışırız.
Gelelim günümüze. Bursa’nın konut yapısı, fabrika yapısı, sanayi bölgelerindeki üretim tesisleri yapısı, yolları, yollardaki köprüleri, köprülü kavşak ve viyadüklerinin bazılarının yapılış tarihleri çok eski.
Acilen kentsel dönüşüme ihtiyaçları var.
Bunun içinde adımların hızlı, seri ama kanun ve nizamlar çerçevesinde atılması önemli.
Bursa Kent Konseyi’nin geçen hafta gündeminde, kentsel dönüşüm meselesi vardı. Özellikle de Akademik Odaların, Altıparmak ve çevre mahalleri için bilimsel kentsel dönüşüm plan ve projeleri hazırlanması konusunda yetkilenmesi, bu şehir adına çok önemli bazı görevlerin üstlenilmesi adına sevindirici. En azından, yüzde 0.50 emsal artışının yüzde 500’lere varan fiili kullanıma ve inşaatlara uygulanmasına izin verilmeyeceğinin anlaşılması açısından önem arz ediyor.
Ataevler’de yeni yapılan binalar kentsel dönüşüm diye yıkılıp, rantiyeye çevrildiği iddiaları konuşulurken, dönemin Altıparmak Kuruçeşme Mahallesi muhtarı Hatice Temel “Kentsel dönüşüm Nilüfer’den değil, Altıparmak Çarşamba Pazarı semtlerinden başlamalı” diye açıklamalar yapmıştı. Muhtarın bu önerisi pek çok Bursalı tarafından desteklenirken, müteahhit ve işadamı dernekleri ve çıkar gurupları ise, “Altıparmak ve Çarşamba’da kentsel dönüşüm için yeterli rant yok! Yapılan yatırım, inşaatlar, karşılığını bulmaz” diye açıklamalar yapmışlardı.
Bugün gelinen noktada kamuoyu baskısı, Osmangazi Belediyesinin yeni dönemde kentsel dönüşüm ve yenilenme projelerine ağırlık verileceğinin açıklamasıyla beraber, Altıparmak, Çırpan, Selime, İntizam, Hocahasan, Ahmetpaşa, Şahabettinpaşa, Aktarhüssam, Kuruçeşme ve Yahşibey mahallelerinde kentsel dönüşüm için akademik odalarla işbirliği protokolü imzalandı.
Yapılacak çalışmaları dikkatle ve heyecanla izliyoruz. Bu çalışmalar gerçekleşirse Bursa’nın kent merkezindeki değişim, bu kentin hem ekonomik hem de sosyal yaşantısına büyük bir gelişme sağlar.
Şimdi bölge için akademik odaların toplumsal görüş halinde ve ortak akıl çerçevesinde hazırlayacakları rapor ve imar planı önerileri bekleniyor. Tabi, bu önerilerin yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da elini çabuk tutup İstanbul’daki kentsel dönüşüm için uygulamaya konulan “yarısı sizden yarısı bizden” kampanyasına Bursa’nın da dahil edilmesi gerekli.
Çünkü, kentsel dönüşüm lafla değil, parayla, mali güçle, ekonomik katkılarla oluyor.