Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gemiyi batırmaya çalışan kaptan !

Yazının Giriş Tarihi: 28.03.2025 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.03.2025 00:02

Mübarek Ramazan ayı geldi, sayılı günler çok çabuk geçti ve bayrama ulaşmak için önümüzdeki yarın arifeyi kutlamak kaldı. Sonrasında Ramazan Bayramı, bazı kişilerin deyimi ile şeker tadında bir şeker bayramı geçireceğiz.

Öyle umuyoruz. Öyle olmasını istiyoruz.

Çünkü, bu sene Ramazan ayı, sadece ekonomik sıkıntılardan değil, siyasi ve rant kavgalarının gölgesiyle geldi geçti. Ne iftar sofralarının tadını bilebildik ne de sahura kadar olan Ramazan şenliklerinin tadını çıkarabildik.

Yatıp, kalkıp, Ramazanın son sefahatinde ortaya çıkan rüşvet, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, siyasi koltuk pazarlıkları, parayla satılan delege oyları vb. gibi olaylarla uğraşıp durduk. Neticede olayların ana omurgası ana muhalefet CHP olunca da durum hem medyada hem sosyal medyada hem de meydanlarda halkın gözleri önüne serildi.

Çünkü, Ana muhalefet partisi CHP, en son 1990 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yaşanılan rüşvet ve yolsuzluk olayları benzerini, aradan geçen 35 yıl sonra aynen tekrar etmeye başladığı iddialarıyla sarsılmaya başladı. Dönemin Belediye Başkanı Nurettin Sözen ve ekibinin İSKİ’de dönemin genel müdürü Ergün Göknel aracılığıyla ortaya çıkarılan İSKİ skandalı, hala ülkemizde siyasi rüşvet ve yolsuzluk olaylarına en belirgin ispatlı, kanıtlı olaylar olarak derk verilip okutuluyor.

Şimdi de yine aynı belediye, yine aynı ana muhalefet CHP, yine aynı CHP’li belediye başkanı ve yine aynı tür organize suç örgütü kurulması iddiaları.

Olaylar açığa çıkmadan zaten kokusu ve dumanının gözükmeye başlamasıyla beraber, CHP telaşa kapılmış ve ismi geçen başkanı yapılması için seçim tarihine 3 yıl zaman kala Cumhurbaşkanı adayı ilan edebilme adına partinin siyasi gücünü kullanmaya başlamıştı.

Neticede bazı CHP’lilere göre şişirilmiş Medya Balonu olarak sıfat takılan Ekrem İmamoğlu ve etrafındaki kurulan düzen yapılan operasyonlarla çökertilmeye çalışılıyor. İddialar pek çok.

Bu iddia ve yapılan adli operasyonları, siyasi gücünü kullanıp, siyasi operasyonlarmış gibi göstermek isteyen CHP’de sokakları parselledi. Ama, aralarına her türlü marjinal grupları, yasadışı olayları körükleyip, insanları çatışma ortamına sürükleme gibi iddialarla gündeme gelen CHP’nin siyasi mücadelesi mi böyle diye düşünmeden edemiyor insanlarımız.

Oysa ki, iddialar ve iddiaların çürütülmesine yönelik belgelerle kamuoyu önüne çıkılıp, bütün çıplaklığı ve şeffaflığıyla hesap verilmesi belki de ülkemizdeki yaşanılan olayların daha iyi anlaşılmasına yol açabilir.

Kimsenin durduk yere kimseyi kandırmaya çabalamasına gerek yok.

Bütün yapılanlar halkın gözleri önünde cereyan ediyor zaten. Olaylar zaten TV ekranlarındaki naklen yayın oynatılır gibi etrafta sergileniyor.

CHP’li pek çok kişi de ortaya çıkan olayların, partilerinin iddia ettiği gibi siyasi baskılardan değil, kamu yönetiminde istenmeyen bir takım işlerin, ortaklıkların kurulması ve kamu parasının hiç edilmesiyle ilgili, alakalı olduğunu düşünüyor zaten. Ne demişler, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Da, işte, adamlar İstanbul gibi, dünyanın sayılı merkezlerinden bir tanesinin yönetimini ele geçirmişler. Bütçesi ise bütün Türkiye’ye hizmet eden bakanlıkların pek çoğunun bile iki katı olan bir Belediyenin, böyle bir yönetim anlayışı ile anılması ve hortumların kesilmesini galiba hazmedemiyorlar.

Bütün bu saldırışlar, haykırışlar, olayların siyasi zemine çekilmek istenmesi, halkın, durumu tam olarak bilmeyen, anlamak istemeyenlerin de destekleriyle, toplumda bir kargaşa çıkarmanın yolunu da bulmuşlar. Kısaca, mağdurları oynayıp, yapılan operasyonları siyasi kılıf yaftalaması ve iddiasıyla bertaraf edilmek istediklerini anlamak için kain olmaya gerek yok.

Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Bu ülke batarsa hepimiz zarar görürüz. Yetim hakkı, kul hakkı yiyenlerin ortaya çıkması halinde, onlara sahip çıkılmaması gerektiğini de insanlarımız çok iyi bilirler.

Önemli olan 86 milyon insanın içinde yaşadığı geminin su almasına engel olunması. Bunun içinde iktidar ve ana muhalefet, muhalefet ayrımı, siyasi ve ideolojik görüş aykırılıkları yapmanın kimseye faydası yok. Gemi su almaya başlarsa hep beraber batarız.

Ülkemiz ekonomisinde zaten son üç yıldır sıkıntılar var. Biraz daha gerilere gittiğimizde, pandemi, covid dönemlerindeki ekonomik baskı ve daralma, bugün bütün dünyayı etkiliyor.

Hepimiz, sıkıntı içindeyiz. Asgari ücretliler, sabit gelirliler, emeklilerimiz kazançlarından memnun değiller. Aldıkları ücretler, aile geçinmesine yetmiyor.

Birde üzerine böylesine kamu mallarının, parasının pulunun üzerine, alavere, dalavere ile çökülmek istenmesi, kaynağı belli olmayan paraların ülke insanlarının gözleri önüne serilmesi ve parti içindeki iç çekişmenin de siyasi rüşvet iddialarıyla gündeme gelmesi tartışmaları artık son bulmalı.

Ülkemizde artık her ne amaçla olursa olsun, sokak gösterisi ve çatışması olaylarını yaşamak istemiyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemi gibi, “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesiyle yaşamak istiyoruz.

Bu vesileyle, Ramazan bayramının hepimize, sağlık, huzur, mutluluk ve barış getirmesini diliyorum.

Mutlu Bayramlar,

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Haber En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.