Büyüklerimiz ne güzel ifade buyurmuşlar; “tutamayacağın sözü verme! İleride mahcup olursun! Taşıyamayacağın yükün altına girme, ezilip yok olursun!”
Buna benzer pek çok atasözümüz mevcut.
Vakti zamanı gelince, kenara köşeye yazıp, hatırlatmakta fayda var.
Bursa’nın kent merkezindeki trafik akışının düzenli olması ve otopark ihtiyacının karşılanması amaçlı olarak 2009 yılından bu yana uygulanmakta olan cadde otoparkları düzeni, 31 Mart mahalli seçimlerinde seçilen başkanın seçim öncesinde verdiği bir söz ve daha evvelinde, Nilüfer Başkanı iken konuyla ilgili yargıya gitmesi nedeniyle ücretsiz hale getirilmişti.
Araçların parkı ve yoldaki akımın düzenlenmesinde kilit rol oynayan insanlar işe “artık bu personele gerek kalmadı” gerekçesiyle de işten çıkarıldı.
Sonrasında, çok geçmedi. Birkaç gün içinde sıkıntılar, dertler ve otopark alanlarının geçici süreyle veya herhangi bir iş için gelip geçerken, trafiğe mani olunmaması amaçlı kullanımı yerine, sürekli ve düzenli otopark halinde kullanılmaya başlandığı şikayetleri arttı.
Çünkü, esnaf daha önceleri paralı olduğu için kendi arabasını kendi dükkanının önüne çekemiyordu. Ücretsiz olunca, hem arabasını çekmeye başladı hem de gelen giden müşterileri için yer tutmaya, başkalarının, normal vatandaşların araçlarını buraya park edip kullanmalarına engel olunmaya dair şikayetler artmaya başladı.
Sonrasında, bir esnaf toplantısında başkan, verdiği sözden vaz geçtiğini ve esnaflardan gelen istekler, şikayetler üzerine, cadde otoparklarında eski düzenin tekrar işler hale getirileceğini, böylece herkesin rahat bir nefes alacağını ifade etti.
Bu açıklama ile ilgili uygulama için karar, geçtiğimiz Salı günü toplanan Büyükşehir Meclisinde oybirliği ile alındı.
Başkanın katılmadığı ve başkan vekili Orkun Gazioğlu’nun yönettiği mecliste alınan karar gereğince, cadde otoparklarında uygulama zaman geçirilmeden başlatılacak. Fakat, bir ayrıntı var karar içinde gizli olan.
Cadde otoparkları Burkent isimli firma tarafından işletiliyordu. Şimdi, işletilmesi kararı Burulaş’a verildi. Olaya hukuki açıdan bakıldığında işte bu ince ayrıntı dikkat çekiyor. Bazı iddialara göre; hani, “size ihtiyaç kalmadı” denilerek işten çıkarılan Burkent çalışanlarından bazıları, İşe iade davası açarsa, işten çıkarılmasa gerekçesi de yetersiz kalırsa, işçiler aynı şirkete geri dönerlerse ve cadde otoparklarının işletmesi Burkent isimli şirket üzerinden devam ederse, ortaya içinden çıkılmaz bir hal alacak. Çünkü, yeni belediye yönetimi, cadde otoparkları için kendi kadrosuna almak isteyeceği yandaş işçilerine yer bulamayacak.
Burulaş’a verilmesinin nedeni böyle izah ediliyor.
Her ne kadar Bursa kamuoyu gündemini işgal eden bir konu olsa da cadde otoparkı uygulaması, sadece bizim Bursa’da, ülkemizde değil dünyanın pek çok ülkesinde mevcut. Bu uygulama kararları da zaten eskiden Ankara’da CHP’li başkan Murat Karayalçın’ın uygulaması ile girmiş hayatımıza.
Gerçekten de otopark meselesi şehirlerin, özellikle büyük kentlerin içinden çıkılmaz, akıl almaz bir problemi.
Çünkü, şehri yönetenler, ana caddelere inşaat yapılırken, otopark yapılması zorunlu olmasına rağmen, kanunun eksikliğinden faydalanıp, otopark yerine parasını almışlar. Kasaya atmışlar. Bu paralarla semte otopark yapılması gerekirken yapılmamış.
Sıkıntının ana kaynağı bu sistemli uygulama.
Bizler bugün ceremesini çekiyoruz.
O günlerde, yapılara otopark yaptırılması zorunlu olsa idi, belki de bugün yaşanılan otopark sıkıntılarımız yarı yarıya azalmış olacaktı. Düşünce ve ileriyi görme meselesi bu konular.
İnşaat yapan müteahhitler için otopark parası ödemek, otopark yaparken harcamak zorunda kalacakları paranın yarısından bile az idi o günlerde. Hatta, bunu gülerek söyleyip, “otopark yerine parasını ödedik. O alanları da dükkan yaptık. Sattık. Güzel para kazandık. Allah bereket versin!” diye konuşan pek çok tanıdığım müteahhit var.
Önemli olan, belediye kasasına gören otopark paralarının nerede ve nasıl harcandığına dair sorgulamanın yapılmayışı. Bizler, bugün bu sıkıntıları yaşayıp, hala “caddelerde otopark olsun mu, olmasın mı?” Diye tartışacağımıza, eski ve yeni belediye yönetimlerinin otopark paralarını nasıl harcadığının hesabını araştırmak daha iyi netice almaz mıyız?
Bu konuda, sadece mahalli idarelerin değil, merkezi hükümetin de İmar Kanunu hazırlarken de Meclisteki vekillerinde eksikliklerinin bulunduğunu düşünüyorum.
Sanırım önümüzdeki günlerde Bursa kamuoyunun yeni bir tartışma konusu olacak. Balıbey Han. Osmanlı mirası olan ve Bursa’nın ilk Çarşısı olan bu binanın bir modacıya verilmesiyle ilgili dedikodular ve söylemleri dinliyoruz bugünlerde.
Önümüzdeki günlerde kokusu ortaya çıkar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Cadde otoparklarına aynen “devam” kararı
Büyüklerimiz ne güzel ifade buyurmuşlar; “tutamayacağın sözü verme! İleride mahcup olursun! Taşıyamayacağın yükün altına girme, ezilip yok olursun!”
Buna benzer pek çok atasözümüz mevcut.
Vakti zamanı gelince, kenara köşeye yazıp, hatırlatmakta fayda var.
Bursa’nın kent merkezindeki trafik akışının düzenli olması ve otopark ihtiyacının karşılanması amaçlı olarak 2009 yılından bu yana uygulanmakta olan cadde otoparkları düzeni, 31 Mart mahalli seçimlerinde seçilen başkanın seçim öncesinde verdiği bir söz ve daha evvelinde, Nilüfer Başkanı iken konuyla ilgili yargıya gitmesi nedeniyle ücretsiz hale getirilmişti.
Araçların parkı ve yoldaki akımın düzenlenmesinde kilit rol oynayan insanlar işe “artık bu personele gerek kalmadı” gerekçesiyle de işten çıkarıldı.
Sonrasında, çok geçmedi. Birkaç gün içinde sıkıntılar, dertler ve otopark alanlarının geçici süreyle veya herhangi bir iş için gelip geçerken, trafiğe mani olunmaması amaçlı kullanımı yerine, sürekli ve düzenli otopark halinde kullanılmaya başlandığı şikayetleri arttı.
Çünkü, esnaf daha önceleri paralı olduğu için kendi arabasını kendi dükkanının önüne çekemiyordu. Ücretsiz olunca, hem arabasını çekmeye başladı hem de gelen giden müşterileri için yer tutmaya, başkalarının, normal vatandaşların araçlarını buraya park edip kullanmalarına engel olunmaya dair şikayetler artmaya başladı.
Sonrasında, bir esnaf toplantısında başkan, verdiği sözden vaz geçtiğini ve esnaflardan gelen istekler, şikayetler üzerine, cadde otoparklarında eski düzenin tekrar işler hale getirileceğini, böylece herkesin rahat bir nefes alacağını ifade etti.
Bu açıklama ile ilgili uygulama için karar, geçtiğimiz Salı günü toplanan Büyükşehir Meclisinde oybirliği ile alındı.
Başkanın katılmadığı ve başkan vekili Orkun Gazioğlu’nun yönettiği mecliste alınan karar gereğince, cadde otoparklarında uygulama zaman geçirilmeden başlatılacak. Fakat, bir ayrıntı var karar içinde gizli olan.
Cadde otoparkları Burkent isimli firma tarafından işletiliyordu. Şimdi, işletilmesi kararı Burulaş’a verildi. Olaya hukuki açıdan bakıldığında işte bu ince ayrıntı dikkat çekiyor. Bazı iddialara göre; hani, “size ihtiyaç kalmadı” denilerek işten çıkarılan Burkent çalışanlarından bazıları, İşe iade davası açarsa, işten çıkarılmasa gerekçesi de yetersiz kalırsa, işçiler aynı şirkete geri dönerlerse ve cadde otoparklarının işletmesi Burkent isimli şirket üzerinden devam ederse, ortaya içinden çıkılmaz bir hal alacak. Çünkü, yeni belediye yönetimi, cadde otoparkları için kendi kadrosuna almak isteyeceği yandaş işçilerine yer bulamayacak.
Burulaş’a verilmesinin nedeni böyle izah ediliyor.
Her ne kadar Bursa kamuoyu gündemini işgal eden bir konu olsa da cadde otoparkı uygulaması, sadece bizim Bursa’da, ülkemizde değil dünyanın pek çok ülkesinde mevcut. Bu uygulama kararları da zaten eskiden Ankara’da CHP’li başkan Murat Karayalçın’ın uygulaması ile girmiş hayatımıza.
Gerçekten de otopark meselesi şehirlerin, özellikle büyük kentlerin içinden çıkılmaz, akıl almaz bir problemi.
Çünkü, şehri yönetenler, ana caddelere inşaat yapılırken, otopark yapılması zorunlu olmasına rağmen, kanunun eksikliğinden faydalanıp, otopark yerine parasını almışlar. Kasaya atmışlar. Bu paralarla semte otopark yapılması gerekirken yapılmamış.
Sıkıntının ana kaynağı bu sistemli uygulama.
Bizler bugün ceremesini çekiyoruz.
O günlerde, yapılara otopark yaptırılması zorunlu olsa idi, belki de bugün yaşanılan otopark sıkıntılarımız yarı yarıya azalmış olacaktı. Düşünce ve ileriyi görme meselesi bu konular.
İnşaat yapan müteahhitler için otopark parası ödemek, otopark yaparken harcamak zorunda kalacakları paranın yarısından bile az idi o günlerde. Hatta, bunu gülerek söyleyip, “otopark yerine parasını ödedik. O alanları da dükkan yaptık. Sattık. Güzel para kazandık. Allah bereket versin!” diye konuşan pek çok tanıdığım müteahhit var.
Önemli olan, belediye kasasına gören otopark paralarının nerede ve nasıl harcandığına dair sorgulamanın yapılmayışı. Bizler, bugün bu sıkıntıları yaşayıp, hala “caddelerde otopark olsun mu, olmasın mı?” Diye tartışacağımıza, eski ve yeni belediye yönetimlerinin otopark paralarını nasıl harcadığının hesabını araştırmak daha iyi netice almaz mıyız?
Bu konuda, sadece mahalli idarelerin değil, merkezi hükümetin de İmar Kanunu hazırlarken de Meclisteki vekillerinde eksikliklerinin bulunduğunu düşünüyorum.
Sanırım önümüzdeki günlerde Bursa kamuoyunun yeni bir tartışma konusu olacak. Balıbey Han. Osmanlı mirası olan ve Bursa’nın ilk Çarşısı olan bu binanın bir modacıya verilmesiyle ilgili dedikodular ve söylemleri dinliyoruz bugünlerde.
Önümüzdeki günlerde kokusu ortaya çıkar.