Yargıtay 1.Ceza Dairesi, Adnan Oktar'a, suç örgütü kurma ve yönetme, cinsel istismar ve cinsel saldırı, eğitim öğretim hakkının engellenmesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen toplam 8 bin 463 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022'de karar verdiği 215 sanıklı davada, yerel mahkeme kararını temyiz eden 91 sanık yönünden inceleme yaptı.
Buna göre, Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Adnan Oktar'a, suç örgütü kurma ve yönetme, cinsel istismar ve cinsel saldırı, eğitim öğretim hakkının engellenmesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen toplam 8 bin 463 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
Oktar'a, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan verilen hapis cezası ise "dava yokluğu" gerekçesiyle bozuldu.
Örgüt yöneticisi olduğu belirtilen sanıklardan Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Tarkan Yavaş, Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Merve Büyükbayrak, Yeliz Aksoy, Sinem Hacer Tezyapar ve Aylin Atmaca hakkındaki, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme" suçlarından verilen hapis cezaları onandı.
Örgüt yöneticisi kabul edilen bu 12 isme, Türk Ceza Kanununun "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır." hükmünü içeren 220/5. maddesi gereğince, Oktar'ın işlediği suçlar yönünden verilen hapis cezaları ise "yetersiz gerekçe" nedeniyle bozuldu.
Daire, örgüt üyesi kabul edilen 78 sanığa, cinsel saldırı, nitelikli cinsel saldırı suçuna yardım, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin de onanmasına karar verdi, bu 78 sanığa yerel mahkemece verilen 18 yıl 9 aydan, 351 yıl 9 aya kadar süreli hapis cezaları onanmış oldu.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin gerekçesinde, Adnan Oktar silahlı suç örgütünün amaç suçlarından olan cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarını "Turnike Sistemi" adı verilen cinsel sömürü düzeniyle sağladığı belirtildi.
Sanık Adnan Oktar'ın, örgütün kurucusu ve aynı zamanda mutlak lideri olduğunun anlaşıldığı vurgulanan gerekçede, Oktar'ın, örgüt üyelerinin işlediği suçlara dolaylı ve dolaysız rıza gösterip izin verdiği, bu suçların işlenmesini kabullendiği ve devamının sağlanması hususunda da liderlik ettiği dikkate alındığında, örgüt lideri sıfatıyla örgüt yönetici ve üyeleri tarafından işlenen suçlardan ayrıca sorumlu tutulduğu aktarıldı.
Gerekçede, "hile" hali, katılan sıfatı alan mağdurlara yönelik işlenen cinsel saldırı suçu yönünden değerlendirildi.
Bu kapsamda, örgütün, ayları bulan sabırlı, hileli hareketler bütünüyle mağdurlara örgütün yaşadığı sistemi kabul ettirdiği, "asıl amacı gizleyen hileli hareketlerle örgüt içinde yapılacak tüm eylemlerde mağdurların rızasının hile ile alındığının anlaşıldığı" belirtildi.
SADETTİN TANTAN
5 Yıl önce beni ve 4 arkadaşımı Sapanca gölüne tepeden bakan ve harika manzarası olan bir restorana davet edip İftar yemeği yediğimiz, Sadettin Tantan uzun süren sohbetimizde bizlere birçok anısını anlatıp bilgi vermişti. Konuların nereye tamamında haklı çıkan Sadettin Tantan'ın anlattığı olaylardan biriyle devam edelim.
1999'da İçişleri Bakanı olan Sadettin Tantan, Adnan Oktar'a o yıllarda yapılan operasyonu hatırlatarak "Onları içeriye aldığımda o dönem parlamentodaki vekillerden bazıları 'Bunlar iyi çocuklar' diye üzerime çöktü" dedi. Tantana'a göre Adnan Oktar ve grubu 'Abdullah Öcalan kadar tehlikeli.' 12 Kasım 1999'da dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın talimatıyla Adnan Oktar'ın Kandilli'deki evine baskın düzenlendi. Oktar'la birlikte 70 kişi gözaltına alındı. Ocak 2000'de Oktar ve 35 adamı hakkında 16 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ocak 2007'de Adnan Oktar delil yetersizliğinden beraat etti.
'FAZİLET PARTİSİ VEKİLLERİ ÜZERİME ÇÖKTÜ'
Oktar'ın beraat edip kendisinin 28 ayrı davadan yargılandığını hatırlatan Tantan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Adnan Hoca beraat ediyor, ben ise kendisine bağlı Bilim Araştırma Vakfı (BAV) ve adamlarının açtığı davalarla yargılanıyorum. Bu tam bir rezaletti. Onları içeriye aldığımda o dönem parlamentodaki siyasi partilerin özellikle Fazilet Partisi vekillerinden bazıları 'Bunlar iyi çocuklar, bunları bırak' diye üzerime çöktü. Siyaseten baskı yaptılar" dedi.
Tantan, Oktar ve grubunu nasıl tanıdığı sorusuna "Meclis oturumundan çıkarken yanıma iki üç yakışıklı genç ceketlerini ilerleyerek geldi. Kendilerini tanıttılar" diyerek yanıt verdi.
Tantan ilk önce şaşırdığını söyledi ve şöyle devam etti:
"Meclis'in Koruma Müdürü'ne sordum. Haberi yok. Emniyet Genel Müdürü'ne talimat verdim ve bu grupla ilgili çalışma başlattım. İki üç ay sürdü. Her türlü delil, bilgi, teknik takip yapıldı. Düğmeye basıldı. Savcılık, Emniyet birlikte bir çalışma yürüttü. Çok iyi aile çocuklarını, ekonomik özgürlüğü yüksek, ülkeyi gelecekte yönetecek aile çocuklarını kirlettiğini gördüm. Bu yüzden Apo kadar tehlikeli. Yazdıkları kitaplarla beyin yıkıyorlardı. Bunların arkasında yabancı servis yapılanması olmasa bu kadar güçlü olamazlardı. PKK da Türk gençliğini birbirine kırdırttı bu da Türk gençliğini zihinsel anlamda yıktı."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmet KOYUNCU
Sadettin Tantan ve Adnan Oktar
Yargıtay 1.Ceza Dairesi, Adnan Oktar'a, suç örgütü kurma ve yönetme, cinsel istismar ve cinsel saldırı, eğitim öğretim hakkının engellenmesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen toplam 8 bin 463 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022'de karar verdiği 215 sanıklı davada, yerel mahkeme kararını temyiz eden 91 sanık yönünden inceleme yaptı.
Buna göre, Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Adnan Oktar'a, suç örgütü kurma ve yönetme, cinsel istismar ve cinsel saldırı, eğitim öğretim hakkının engellenmesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen toplam 8 bin 463 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
Oktar'a, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan verilen hapis cezası ise "dava yokluğu" gerekçesiyle bozuldu.
Örgüt yöneticisi olduğu belirtilen sanıklardan Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Tarkan Yavaş, Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Merve Büyükbayrak, Yeliz Aksoy, Sinem Hacer Tezyapar ve Aylin Atmaca hakkındaki, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme" suçlarından verilen hapis cezaları onandı.
Örgüt yöneticisi kabul edilen bu 12 isme, Türk Ceza Kanununun "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır." hükmünü içeren 220/5. maddesi gereğince, Oktar'ın işlediği suçlar yönünden verilen hapis cezaları ise "yetersiz gerekçe" nedeniyle bozuldu.
Daire, örgüt üyesi kabul edilen 78 sanığa, cinsel saldırı, nitelikli cinsel saldırı suçuna yardım, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin de onanmasına karar verdi, bu 78 sanığa yerel mahkemece verilen 18 yıl 9 aydan, 351 yıl 9 aya kadar süreli hapis cezaları onanmış oldu.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin gerekçesinde, Adnan Oktar silahlı suç örgütünün amaç suçlarından olan cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarını "Turnike Sistemi" adı verilen cinsel sömürü düzeniyle sağladığı belirtildi.
Sanık Adnan Oktar'ın, örgütün kurucusu ve aynı zamanda mutlak lideri olduğunun anlaşıldığı vurgulanan gerekçede, Oktar'ın, örgüt üyelerinin işlediği suçlara dolaylı ve dolaysız rıza gösterip izin verdiği, bu suçların işlenmesini kabullendiği ve devamının sağlanması hususunda da liderlik ettiği dikkate alındığında, örgüt lideri sıfatıyla örgüt yönetici ve üyeleri tarafından işlenen suçlardan ayrıca sorumlu tutulduğu aktarıldı.
Gerekçede, "hile" hali, katılan sıfatı alan mağdurlara yönelik işlenen cinsel saldırı suçu yönünden değerlendirildi.
Bu kapsamda, örgütün, ayları bulan sabırlı, hileli hareketler bütünüyle mağdurlara örgütün yaşadığı sistemi kabul ettirdiği, "asıl amacı gizleyen hileli hareketlerle örgüt içinde yapılacak tüm eylemlerde mağdurların rızasının hile ile alındığının anlaşıldığı" belirtildi.
SADETTİN TANTAN
5 Yıl önce beni ve 4 arkadaşımı Sapanca gölüne tepeden bakan ve harika manzarası olan bir restorana davet edip İftar yemeği yediğimiz, Sadettin Tantan uzun süren sohbetimizde bizlere birçok anısını anlatıp bilgi vermişti. Konuların nereye tamamında haklı çıkan Sadettin Tantan'ın anlattığı olaylardan biriyle devam edelim.
1999'da İçişleri Bakanı olan Sadettin Tantan, Adnan Oktar'a o yıllarda yapılan operasyonu hatırlatarak "Onları içeriye aldığımda o dönem parlamentodaki vekillerden bazıları 'Bunlar iyi çocuklar' diye üzerime çöktü" dedi. Tantana'a göre Adnan Oktar ve grubu 'Abdullah Öcalan kadar tehlikeli.' 12 Kasım 1999'da dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın talimatıyla Adnan Oktar'ın Kandilli'deki evine baskın düzenlendi. Oktar'la birlikte 70 kişi gözaltına alındı. Ocak 2000'de Oktar ve 35 adamı hakkında 16 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ocak 2007'de Adnan Oktar delil yetersizliğinden beraat etti.
'FAZİLET PARTİSİ VEKİLLERİ ÜZERİME ÇÖKTÜ'
Oktar'ın beraat edip kendisinin 28 ayrı davadan yargılandığını hatırlatan Tantan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Adnan Hoca beraat ediyor, ben ise kendisine bağlı Bilim Araştırma Vakfı (BAV) ve adamlarının açtığı davalarla yargılanıyorum. Bu tam bir rezaletti. Onları içeriye aldığımda o dönem parlamentodaki siyasi partilerin özellikle Fazilet Partisi vekillerinden bazıları 'Bunlar iyi çocuklar, bunları bırak' diye üzerime çöktü. Siyaseten baskı yaptılar" dedi.
Tantan, Oktar ve grubunu nasıl tanıdığı sorusuna "Meclis oturumundan çıkarken yanıma iki üç yakışıklı genç ceketlerini ilerleyerek geldi. Kendilerini tanıttılar" diyerek yanıt verdi.
'BUNLARIN ARKASINDA YABANCI SERVİS YAPILANMASI VAR'
Tantan ilk önce şaşırdığını söyledi ve şöyle devam etti:
"Meclis'in Koruma Müdürü'ne sordum. Haberi yok. Emniyet Genel Müdürü'ne talimat verdim ve bu grupla ilgili çalışma başlattım. İki üç ay sürdü. Her türlü delil, bilgi, teknik takip yapıldı. Düğmeye basıldı. Savcılık, Emniyet birlikte bir çalışma yürüttü. Çok iyi aile çocuklarını, ekonomik özgürlüğü yüksek, ülkeyi gelecekte yönetecek aile çocuklarını kirlettiğini gördüm. Bu yüzden Apo kadar tehlikeli. Yazdıkları kitaplarla beyin yıkıyorlardı. Bunların arkasında yabancı servis yapılanması olmasa bu kadar güçlü olamazlardı. PKK da Türk gençliğini birbirine kırdırttı bu da Türk gençliğini zihinsel anlamda yıktı."