Ben bir sokak köpeğiyim.
Yani insanların tabiriyle öyleymişim.
Hem sokaklar köpek doğurmaz ki sadece sokakta doğup büyümeye mecbur bırakılanlar yada sokağa terkedilenler vardır.
Bende onlardan birisiyim.
Beni önce evlerine aldılar .
Sonra bahçelerine attılar daha sonra iki metre kareyide çok görüp bir arabayla hiç bilmediğim bu yerlere bıraktılar.
Çok koştum arkalarından, patilerim kanayana kadar koştum.
Gittiler...
Olduğum yerde Bekledim günlerce gelmediler. Sonra başımın caresine bakmayı ögrendim . Ama cok aç kaldım susuz kaldım.
Yemek yiyen her insanın yanına kıvrıldım belki bir lokma ekmek verirler.
Vermediler...
Bekledim belki içlerinden birisi başımı okşar da ekmekle karnımı değilde sevgiyle ruhum doyururum.
Sevmediler.
Pismişim.
Pireliymişim.
Çocuklarına öyle söylerken duydum.
Pis değilim ki ben.
Çöpleri karıştırken, Çamurlu birikintiden su içmeye çalışırken biraz kirlenmiş olabilirim o kadar.
Ama bunlara aldırmayan, hatta ellerini yüzlerini yalamama izin veren karnımı doyuran güzel kalpli insanlar da oldu tabi.
Ama şunu öğrendim ki kötü insanlar, bu dünyada daha fazlalar.
Bunu ilk beni Sıcak yatağa alıştırdıktan sonra betonda yatmaya mecbur bırakan insanlar öğretti.
Daha sonra onlara hiç bişey yapmadığım halde taş atıp kaçan çocuklar, sırf kapısının önünde yatıyorum diye tekmeyle kovan o insanlar öğretti.
Ben sadece gölge bir yer ararken ne yapmış olabilirim ki onlara ?
Kısacık ömrümde hep bunları düşünürek geçirdim .
Ama galiba artık yolun sonundayım bugün kendimi bir garip hissediyorum .
Beni kapısının önünden hep tekme atarak kovan o amca bugün bana et getirdi karnımı doyurdu.
Çok şaşırdım.
Tam ona teşekkür edecekken birden ellerim ayaklarım tutmaz oldu, öylece yığıldım yere. Sanırım yemeği çok yedim.
Yoksa bir et parçası bu hale sokmaz değil mi beni ?
Yinede iyi kötü bütün insanlığa teşekkür ederim.
Kuru bir betonu çok görüp kovan her insana kara bir vicdan azabı,
Karnımı doyurup başımı okşayan her insana kocaman bir cennet bırakıp gidiyorum ..
Son isteğim lütfen yaşama hakkımızı elimizden almayın ...
İşte biz insanlardan istedikleri...
Ben aracıyım,gerisini siz bilirsiniz.
Ve küçük bir hatırlatma...
Havalar çok sıcak onlarda bizler gibi etkileniyor.
Evlerimizin önlerine bir kap su koyalım.
Yemeklerimizden illa kalır,
Onlardanda bir tabak koysak nasılda güzel olur değil mi ?
İyilik yapmak çokta zor değil aslında,
Bence deneyin...
Dilsiz canların şükranla bakan o gözleri her şeye değer...
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hülya AYTEKİN
Dilsiz dostlarımızdan mesaj var...
Ben bir sokak köpeğiyim.
Yani insanların tabiriyle öyleymişim.
Hem sokaklar köpek doğurmaz ki sadece sokakta doğup büyümeye mecbur bırakılanlar yada sokağa terkedilenler vardır.
Bende onlardan birisiyim.
Beni önce evlerine aldılar .
Sonra bahçelerine attılar daha sonra iki metre kareyide çok görüp bir arabayla hiç bilmediğim bu yerlere bıraktılar.
Çok koştum arkalarından, patilerim kanayana kadar koştum.
Gittiler...
Olduğum yerde Bekledim günlerce gelmediler. Sonra başımın caresine bakmayı ögrendim . Ama cok aç kaldım susuz kaldım.
Yemek yiyen her insanın yanına kıvrıldım belki bir lokma ekmek verirler.
Vermediler...
Bekledim belki içlerinden birisi başımı okşar da ekmekle karnımı değilde sevgiyle ruhum doyururum.
Sevmediler.
Pismişim.
Pireliymişim.
Çocuklarına öyle söylerken duydum.
Pis değilim ki ben.
Çöpleri karıştırken, Çamurlu birikintiden su içmeye çalışırken biraz kirlenmiş olabilirim o kadar.
Ama bunlara aldırmayan, hatta ellerini yüzlerini yalamama izin veren karnımı doyuran güzel kalpli insanlar da oldu tabi.
Ama şunu öğrendim ki kötü insanlar, bu dünyada daha fazlalar.
Bunu ilk beni Sıcak yatağa alıştırdıktan sonra betonda yatmaya mecbur bırakan insanlar öğretti.
Daha sonra onlara hiç bişey yapmadığım halde taş atıp kaçan çocuklar, sırf kapısının önünde yatıyorum diye tekmeyle kovan o insanlar öğretti.
Ben sadece gölge bir yer ararken ne yapmış olabilirim ki onlara ?
Kısacık ömrümde hep bunları düşünürek geçirdim .
Ama galiba artık yolun sonundayım bugün kendimi bir garip hissediyorum .
Beni kapısının önünden hep tekme atarak kovan o amca bugün bana et getirdi karnımı doyurdu.
Çok şaşırdım.
Tam ona teşekkür edecekken birden ellerim ayaklarım tutmaz oldu, öylece yığıldım yere. Sanırım yemeği çok yedim.
Yoksa bir et parçası bu hale sokmaz değil mi beni ?
Yinede iyi kötü bütün insanlığa teşekkür ederim.
Kuru bir betonu çok görüp kovan her insana kara bir vicdan azabı,
Karnımı doyurup başımı okşayan her insana kocaman bir cennet bırakıp gidiyorum ..
Son isteğim lütfen yaşama hakkımızı elimizden almayın ...
İşte biz insanlardan istedikleri...
Ben aracıyım,gerisini siz bilirsiniz.
Ve küçük bir hatırlatma...
Havalar çok sıcak onlarda bizler gibi etkileniyor.
Evlerimizin önlerine bir kap su koyalım.
Yemeklerimizden illa kalır,
Onlardanda bir tabak koysak nasılda güzel olur değil mi ?
İyilik yapmak çokta zor değil aslında,
Bence deneyin...
Dilsiz canların şükranla bakan o gözleri her şeye değer...
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın.