Bursalılar yıllardır, Bursaspor’un devasa marka değerinin adeta sudaki sabun gibi hızla eriyip tükenmesini, hüzünlü ama bir o kadar da öfkeli bir vaziyette izliyordu. Bu ruh halinin son yerel seçimlere ciddi bir yansımasının olduğunu da kimse inkâr edemez.
Bu durumun temel nedenlerini birkaç cümlede özetlersek; basiretsiz ve şark kurnazı yerel yöneticiler, ‘bir tur da ben bineyim’ diyen çapsızların Bursaspor başkanlık koltuğunu işgal etmeleri, taraftarların (ve basının) yaptığı bariz hatalar, şehirde yaşanan demografik yapıdaki ve ticari pastanın dağılımındaki Bursalılar aleyhine bozulmalar şeklinde sıralamak mümkün.
Şimdi memnuniyetle görüyoruz ki, yıllardır boş olan Bursaspor başkanlık koltuğu nihayet dolmuş, doldurulmuş vaziyette.
Eski bir filmin vizyona girdiğini sanmıştım
Hiç lafı eğip bükmeden söyleyeyim, Enes Çelik isminin Bursaspor başkanlığı için geçtiğini duyduğumda çok da heyecanlanmadım. İtiraf edeyim ki, birçok kişi gibi ben de Enes Çelik için ‘babalı çocuk’ diye düşünmüştüm.
Yani Alinur Aktaş’ın, Furkan Banaz’ı başkanlık koltuğuna oturtup, kulübün aylık 5 milyon TL civarında giderini karşılayarak vaziyeti idare etmesi (hatta edememesi çünkü küme düştük!) gibi bir durumla karşılaşmaktan korkuyordum.
Bursa’nın en zengin ve güçlü siyasetçilerinden birisi olan babası Faruk Çelik’in desteği, Çelik ailesiyle arası hep iyi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in de teşvikiyle kulübün toparlanacağını ama bu ligde kalacağını, en iyi ihtimalle de sadece TFF 2. Lig’e kadar yükselebileceğini düşünmüştüm. Ne mutlu ki, yanılmışım.
Enes Çelik işin hakkını veriyor
Ben ve benim gibiler yanıladursun, Enes Çelik ve arkadaşları sahaya resmen fırtına gibi bir giriş yaptı.
26 Mayıs’ta seçilen Enes Çelik yönetimi, aradan geçen 4 ayda tahtayı açmakla kalmayıp, TFF 1. Lig kalitesinde bir takım kurdu ve resmen sahanın tozunu attılar.
Elbette ki, Enes Çelik’in ve yönetimindeki (ağırlıklı olarak ikinci kuşak) işadamlarının ailelerinin maddi desteği yadsınamaz ama gerek yönetici hibesiyle, gerek yardım kampanyasıyla, gerekse de sponsorluklarla toplanan paralar o kadar akılcı ve doğru kullanıldı ki, işte bu yüzden bütün bir şehir aynı anda bu rüyayı görüyor.
430 milyon TL gereken tahta 230 milyon liraya açıldı. 150-200 milyon bandında bir rakama oluşturulabilecek şu andaki kadro da, 90 milyon liraya toparlandı.
Bu başarıda Bursaspor markasının etkisi büyük olsa da, asıl maharet o marka avantajını doğru kullanabilmekti ve bu yönetim daha öncekilerinin kullanamadığı bu avantajı çok iyi kullandı.
Bursaspor’u nasıl bir gelecek bekliyor? Perşembe günü Bursa Haber TV’deki programımda ağırladığım Enes Çelik’e her şeyi açık açık sordum ve hepsine çok net cevaplar aldım. Programı merak edenler bu linkten izleyebilirler: https://www.facebook.com/watch/live/?ref=watch_permalink&v=851222143851825
39 yaşındaki Başkan Çelik, gerçekten de göreve hazır bir şekilde gelmiş. Sportif kısmın yönetimi, mali durumun toparlanması, kalıcı gelir çalışmaları, gelecek yıllara hazırlık gibi çok farklı konularda yol haritalarının belirlenip işe koyulduğunu görmek insana güven veriyor.
Benim edindiğim izlenim; Enes Çelik, Bursaspor Süper Lig’e çıkana kadar başkan olarak kalmak istiyor. Yaptığı planlamaların bazı ipuçlarından anladığım kadarıyla, orada da ciddi bir süre devam etmek istiyor. (Benim tahminim, toplamda en az 3 dönem görev yapmak istiyor)
Bu noktada yaşanabilecek tek sıkıntı ise, bugünlerde giderek artan şehir desteğinin (ilerideki yıllar için) azalması olur. Başkan, “Ben kafaya oynayacak bir takım oluşturamayacağımı görürsem devam etmem” diyor.
İnşallah şartlarda bir bozulma olmaz da, olabilecek en kısa sürede ait olduğumuz yere, Süper Lig’e döneriz.
Üstelik bunu sadece biz değil, dost - düşman birçok camia da istiyor çünkü Türk Futbolu’nun Bursaspor’a ihtiyacı var. Bugün yurtdışında, A Milli Takım’da ve başta Süper Lig olmak üzere üst liglerde oynayan Bursaspor tandanslı oyunculara bakan herkes (eğer gerçeklere kör değilse) bunu çok net görüyor.
Futbol camiası gerçekten de eski Bursaspor’u çok özledi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cihat ÖZKAN
Bursaspor’da başkanlık koltuğu artık boş değil
Bursalılar yıllardır, Bursaspor’un devasa marka değerinin adeta sudaki sabun gibi hızla eriyip tükenmesini, hüzünlü ama bir o kadar da öfkeli bir vaziyette izliyordu. Bu ruh halinin son yerel seçimlere ciddi bir yansımasının olduğunu da kimse inkâr edemez.
Bu durumun temel nedenlerini birkaç cümlede özetlersek; basiretsiz ve şark kurnazı yerel yöneticiler, ‘bir tur da ben bineyim’ diyen çapsızların Bursaspor başkanlık koltuğunu işgal etmeleri, taraftarların (ve basının) yaptığı bariz hatalar, şehirde yaşanan demografik yapıdaki ve ticari pastanın dağılımındaki Bursalılar aleyhine bozulmalar şeklinde sıralamak mümkün.
Şimdi memnuniyetle görüyoruz ki, yıllardır boş olan Bursaspor başkanlık koltuğu nihayet dolmuş, doldurulmuş vaziyette.
Eski bir filmin vizyona girdiğini sanmıştım
Hiç lafı eğip bükmeden söyleyeyim, Enes Çelik isminin Bursaspor başkanlığı için geçtiğini duyduğumda çok da heyecanlanmadım. İtiraf edeyim ki, birçok kişi gibi ben de Enes Çelik için ‘babalı çocuk’ diye düşünmüştüm.
Yani Alinur Aktaş’ın, Furkan Banaz’ı başkanlık koltuğuna oturtup, kulübün aylık 5 milyon TL civarında giderini karşılayarak vaziyeti idare etmesi (hatta edememesi çünkü küme düştük!) gibi bir durumla karşılaşmaktan korkuyordum.
Bursa’nın en zengin ve güçlü siyasetçilerinden birisi olan babası Faruk Çelik’in desteği, Çelik ailesiyle arası hep iyi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in de teşvikiyle kulübün toparlanacağını ama bu ligde kalacağını, en iyi ihtimalle de sadece TFF 2. Lig’e kadar yükselebileceğini düşünmüştüm. Ne mutlu ki, yanılmışım.
Enes Çelik işin hakkını veriyor
Ben ve benim gibiler yanıladursun, Enes Çelik ve arkadaşları sahaya resmen fırtına gibi bir giriş yaptı.
26 Mayıs’ta seçilen Enes Çelik yönetimi, aradan geçen 4 ayda tahtayı açmakla kalmayıp, TFF 1. Lig kalitesinde bir takım kurdu ve resmen sahanın tozunu attılar.
Elbette ki, Enes Çelik’in ve yönetimindeki (ağırlıklı olarak ikinci kuşak) işadamlarının ailelerinin maddi desteği yadsınamaz ama gerek yönetici hibesiyle, gerek yardım kampanyasıyla, gerekse de sponsorluklarla toplanan paralar o kadar akılcı ve doğru kullanıldı ki, işte bu yüzden bütün bir şehir aynı anda bu rüyayı görüyor.
430 milyon TL gereken tahta 230 milyon liraya açıldı. 150-200 milyon bandında bir rakama oluşturulabilecek şu andaki kadro da, 90 milyon liraya toparlandı.
Bu başarıda Bursaspor markasının etkisi büyük olsa da, asıl maharet o marka avantajını doğru kullanabilmekti ve bu yönetim daha öncekilerinin kullanamadığı bu avantajı çok iyi kullandı.
Bursaspor’u nasıl bir gelecek bekliyor?
Perşembe günü Bursa Haber TV’deki programımda ağırladığım Enes Çelik’e her şeyi açık açık sordum ve hepsine çok net cevaplar aldım. Programı merak edenler bu linkten izleyebilirler:
https://www.facebook.com/watch/live/?ref=watch_permalink&v=851222143851825
39 yaşındaki Başkan Çelik, gerçekten de göreve hazır bir şekilde gelmiş. Sportif kısmın yönetimi, mali durumun toparlanması, kalıcı gelir çalışmaları, gelecek yıllara hazırlık gibi çok farklı konularda yol haritalarının belirlenip işe koyulduğunu görmek insana güven veriyor.
Benim edindiğim izlenim; Enes Çelik, Bursaspor Süper Lig’e çıkana kadar başkan olarak kalmak istiyor. Yaptığı planlamaların bazı ipuçlarından anladığım kadarıyla, orada da ciddi bir süre devam etmek istiyor. (Benim tahminim, toplamda en az 3 dönem görev yapmak istiyor)
Bu noktada yaşanabilecek tek sıkıntı ise, bugünlerde giderek artan şehir desteğinin (ilerideki yıllar için) azalması olur.
Başkan, “Ben kafaya oynayacak bir takım oluşturamayacağımı görürsem devam etmem” diyor.
İnşallah şartlarda bir bozulma olmaz da, olabilecek en kısa sürede ait olduğumuz yere, Süper Lig’e döneriz.
Üstelik bunu sadece biz değil, dost - düşman birçok camia da istiyor çünkü Türk Futbolu’nun Bursaspor’a ihtiyacı var.
Bugün yurtdışında, A Milli Takım’da ve başta Süper Lig olmak üzere üst liglerde oynayan Bursaspor tandanslı oyunculara bakan herkes (eğer gerçeklere kör değilse) bunu çok net görüyor.
Futbol camiası gerçekten de eski Bursaspor’u çok özledi.