Bursa'da uzun yıllardır hizmet vermekte olan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, El ve Mikrocerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Kaan Sözer ile güzel, keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Haber Giriş Tarihi: 10.05.2018 14:15
Haber Güncellenme Tarihi: 10.05.2018 14:15
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Öncelikle Sayın Hocam sizi tanıyabilir miyiz? Sonrasında ise yapmış olduğunuz çalışma ve uygulamalar ile ilgili bizlere ve okuyucularımıza bilgilendirirseniz sevinirim?
1969, Ankara doğumluyum. 1986'da Uludağ üniversitesi Tıp Fakültesi'ne başladım. Sonrasında üç sene mecburi hizmetim var, Kırıkkale'de. Ondan sonra burada sağlık Müdürlüğünde ve Hıfzıssıhha Enstitüsünde görevlerim var. Arkasından,1996 yılında İhtisası kazandım, 2001 yılında da İhtisasımı bitirdim. İlerleyen süreçte Çekirge Konur Hastanesi'nde rahmetli Konur Ağabey'in Hastanesi'nde çalışmaya başladım. 2006 yılında Konur Hastanesini Konur Ağabey'den devraldık ve 2010 yılına kadar işlettik. 2010 yılına kadar hastanenin yönetim kurulu başkanlığını yaptım. 2010 sonlarında özel muayenehanemi açarak çalışmaya başladım.
Özel Medicabil Hastanesi'nin sahibi Ömer Faruk Bilgen hocamızın teklifi ile kısa bir süre sonra Özel Medicabil Hastanesi'nde çalışmaya başlayacağım. Orada yeni binanın da devreye girmesiyle çok daha güzel hizmetler sunacağımızı tahmin ediyorum. Yaz ortalarında yeni binanın açılması beklenmekte. Yeni binada tabi ayrı bir kozmetik ürün ünitesi olacak. Orada ekip arkadaşlarımızla güzel çalışmalar yapacağız, Biz işin cerrahi kısmını vereceğiz. Yaralanmalar, mikro cerrahi, el cerrahisi üzerine çalışmalar yapacağız. Bursa sanayi şehri biliyorsunuz, yaralanmalar çok oluyor. Geçmişte çok el cerrahi ameliyatım oldu. Aşağı-yukarı 13-14 bin el cerrahisi ameliyatım var. Diğerleriyle birlikte 20 bine yakın ameliyatım bulunmakta, özellikle Konur Hastanesi zamanında, günde 4 - 5 tane el cerrahisi ameliyatına girmiş olduğumuz günler oluyordu. Bütün cerrahi ameliyatları orada yapacağız, doğumsal anomaliler, yarık dudak, damak, fazla parmak, parmakların bitişik olmasından tutun, işte kazalar anında olmuş olan yaralanmalara müdahaleler, parmak kopması, el kopması, kulak kopması gibi durumları halletmek, hallolmadıysa bunları yerine koymak. Bunları da orada iyice oturtacağız. Bunlar tabi kolay işler değil tabii ki baktığınız zaman Bursa sanayi şehri ve işçi potansiyeli yüksek bir şehir, SGK kapsamında bu tür müdahaleleri yapıyor olmamız işçilerimiz için de çok iyi bir durum olacak çünkü özel kapsamında bayağı yüksek yekünler tutabilmekteler.
Estetik cerrahiye de devam edeceğiz, estetik cerrahide ise şöyle bir düşüncem var, şöyle bir yaklaşımım var. Ben hasta istiyor diye ameliyat yapacak bir insan, Cerrah değilim, eğer anatomisine uygunsa ya da simasına olumlu bir katkı yapacaksa bu ameliyatı yapma taraftarıyım. Birincisi, Tabii ki profesyonel bir kısmı da var. Yani burnunu yaptırmak için gelen bir insanın eğer burnuna baktığımda ve beraber bir genel değerlendirme yaptığımızda karakter katıyorsa olabilir. Ama simaya uygun bir katkı yaptığını görmüyorsan, yapmayı tercih etmiyorum hastayı bundan vazgeçirmeye çalışıyorum. Bazen işte burada, sosyal yaşantıdan kaynaklanan psikolojik sıkıntıları da var. Burun ameliyatı olursa daha rahat iş bulacağını düşünüp de gelenler olabiliyor, bundan onu vazgeçirmeye çalışıyoruz bunun onunla pek alakası olmadığını anlatıyoruz, çok ileri derecede deformite yoksa tabi ki. Bu da işin psikolojik kısmı birazcık haddim olmadan söylüyorum azda olsa psikiyatristlikte yapabiliyoruz.
Bütün bunları değerlendirerek bu mesleği yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki bunlar da kolay şeyler değil. İşçi ve emekçi kesiminden bahsediyorum. Emekçi kesiminin elinin yaralanması parmağının yaralanması durumunda sizin de bunu düzeltmeniz gerekiyor. Sonuçta elleriyle hayatını kazanıyorlar. O yüzden de mesleğimiz gerçekten yorucu bir meslek. Birçok sıkıntılı süreçlerden geçmiş, yaşamış ailelere elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Büyük sorunlarla karşılaşmış ailelerinin ilerleyen süreçte aile hekimi gibi oluyoruz. Normal hastalıkları olduğu gibi durumlarda bize dönerek nereye gidelim diye tavsiye dahi alıyorlar.
Tabii cerrah olarak dediğim gibi öbür kozmetik işlere genelde dermatolog arkadaşlar bakıyorlar. Çünkü herkesin bölümleri farklı. Biz bu işleri de yapıyoruz ama kesinlikle süreklilik arz etmiyor arada seyrekte olsa botoks vesaire çalışmalar yapıyoruz.
Bazen öyle bir yaralanma vakaları geliyor ki, yani yapacak hiçbir şey yok, onaracak bir şey kalmamış onlarda bile eksiği yerine koymak için diğer ameliyatları yapmaya çalışıyoruz ama bu duruma biz de çok üzülüyoruz. Çünkü artık bizim de elimizden gelen bir şey yok. Haşa kesinlikle hiçbir şeyi eski durumuna getiremeyiz, bende yok en azından. Ama işte tendonu kopmuş bir parmağın yüzde seksenini doksanını eski haline getirmek bizim hedeflediğimiz bir şey. Tabii ki burada şu da var. Biz Cerrah olarak ameliyatları yapıyoruz, Ama Özellikle el ve mikrocerrahi dalında, bu bağlamda bize ekip de lazım. Çok iyi bir hemşireniz olacak, hastaların takip işlerini, pansumanlarını yapan problemleri hemen size ileten, bütün o pansuman süreci ve ameliyat sürecinin bitmesinden sonra, çok iyi bir fizik tedavi uzmanı, çok iyi fizyoterapistler gerekiyor o yüzden geniş kapsamlı bu tür uygulamaları her hastanenin yapabileceği şeyler değil. Çünkü geniş bir ekip istiyor, alet, edevat istiyor. O yüzden de biz işin %50'siyiz o konularda, diğer hizmetler ve ekip ise %50'ye tekabil ediyor. Hatta bu %50'ye hastanın kendisi de giriyor. Onun çaba göstermesi lazım, elini oynatması lazım, ağrıyor diye kıvırmaması lazım, birazcık acı oluyor tabi o kısımda.
Hocam peki biraz da istersen özel hayatınızla ilgili soru sormak istiyoruz. Sizi tanımlayan özelliklerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?
Öncelikle ben doğayı çok severim. Hobi olayını da seven bir insanım. Gerçekten hobisi olmayan bir insanın eksik bir insan olduğunu düşünüyorum, çünkü hobiler bizim bilincimizi besliyor, yani bilinç de bizim bütün bünyemizin bekçisi. Öyle diyebilirim size, bilincin bekçi olması biz de çok önemli. Çok sevdiğim bir atasözü var Sümer'lerden kalma diyorlar ki;" Bekçisi olmayan şehrin, ustabaşı tilki olur” bu bilinç çok önemli. Bunlar içinde hobiler çok önemli. Motoruma binip gezmeyi seviyorum, ormanlarda dolaşmayı seviyorum, meslek icabı çok çok uzak yerlere giremiyorum. Bir Sibirya kurdum var her gün onunla ormana gitmeye çalışıyorum, çünkü ormana bir gidiyorsunuz ayrı bir dünya, Adaletli bir dünya. Harici alemdeki adaletsizliğin hiçbiri orada yok. Her şeyin bir adaleti var. Bu tip şeylere insanların mutlaka zaman ayırması lazım. Ayrıca spora da yeterli zaman ayırmaya çalışıyorum. Bu beni gündelik sıkıntılardan ve olabilecek stresten kısa bir zamanda olsa uzak tutmuş oluyor. O spor esnasında beyin sadece kan almakla meşgul, başka hiçbir şeyle uğraşmıyor. O bir saatte vücut çok rahatlamış oluyor. Hard diski biraz soğutmuş oluyorsunuz. O yüzden mutlaka spora da hayatımızda yer açmamız gerekiyor.
Eğitim süreciniz de olsun sonraki zaman zarfında olsun Kendinize örnek aldığınız "rol model" olarak görmüş olduğunuz hocalarınız var mıydı?
---Öncelikle tabii ki beni yetiştiren Mesut hocamız, Mesut Özcan Hocamız, sonrasında Profesör Doktor Ramazan Kahveci Hocamı, bir de Selçuk Akın hocamı eklemek isterim. Hala da Selçuk hocamız üniversitede devam etmekte. Bizim bölümümüzde bu hiyerarşi daha çok ağabey-kardeş, sevgi-saygı çerçevesinde, kendinden oluşmuş bir hiyerarşiydi, ne siz bir ezilme hissediyorsunuz, ne de üst taraftaki kendisinden bir şey kaybediyor. Çok güzel bir düzen vardı.
Peki üniversiteye yeni başlamış Tıp öğrencilerine, ya da lise çağında Tıbbı düşünen öğrencilere, gençlere neler tavsiye edersiniz? Ne tür önerilerde bulunursunuz sayın hocam?
---Şimdi bu cerrahi iş tabii ki birçok Cerrahi dal var, plastik cerrahi daha doğrusu estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi bu cerrahi genelde birazcık bizim cerrahi içerisindeki sanatsal bir dal. Tamam tıbbi bir dal olduğu gibi bir de sanatsal dallığı da var. Çünkü biz şekilsel bir şey yapıyoruz, bir yaralanmada bile o bölgenin anatomisini, şeklini çok iyi bilmeniz lazım. Ona göre müdahalelerde bulunmamız için. Bir de işin el yeteneği kısmı var o kısımda çok önemli. Yani bu işin hepsini birden yaptığın zaman zordur. Ancak çok basit bir örnek; Tendonu kopmuştur siz onu onarırsınız bir ay sonra hareket etmeye başlar çok güzel bir şey, yani sonucu anında görülür. Tüm bunları yapmaları için öğrenci arkadaşlarıma şunu tavsiye etmek istiyorum. Birincisi bu mesleği seçiyorlarsa çok sevsinler. Çünkü hayatları boyunca tatil yapmış olurlar. Sevmezlerse o iş olmaz. İkincisi, ne olursa olsun karşındakileri sadece insan olarak görsünler ve saygılı davransınlar. Ben şuna inanıyorum ki dünyayı kurtaracak tek şey saygı, çünkü en başta saygı gerekiyor. Çünkü saygı göreceli bir kavramdır. Saygı olmadığı zaman sevginin de çok olacağını zannetmiyorum, Saymadığınız bir insanı sevemezsiniz ama sevmediğiniz bir insana saygı duyabilirsiniz. Ben genç kardeşlerime şunu öneririm, insanları saysınlar insan olarak görsünler hepimiz bir beden içerisindeyiz. Hepimizin bu dünyada bir görevi var bu dünyada kaldığımız süre boyunca birbirimize saygı göstermek zorundayız. Diyerek sözlerini tamamladı.
Kentimizin Gözde Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, El ve Mikrocerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Kaan Sözer'e bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak çalışmalarında ve gelecek hedeflerin de başarılar diliyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
DOKTOR MURAT KAAN SÖZER İLE ÇOK ÖZEL DAKİKALAR..
Bursa'da uzun yıllardır hizmet vermekte olan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, El ve Mikrocerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Kaan Sözer ile güzel, keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle Sayın Hocam sizi tanıyabilir miyiz? Sonrasında ise yapmış olduğunuz çalışma ve uygulamalar ile ilgili bizlere ve okuyucularımıza bilgilendirirseniz sevinirim?
1969, Ankara doğumluyum. 1986'da Uludağ üniversitesi Tıp Fakültesi'ne başladım. Sonrasında üç sene mecburi hizmetim var, Kırıkkale'de. Ondan sonra burada sağlık Müdürlüğünde ve Hıfzıssıhha Enstitüsünde görevlerim var. Arkasından,1996 yılında İhtisası kazandım, 2001 yılında da İhtisasımı bitirdim. İlerleyen süreçte Çekirge Konur Hastanesi'nde rahmetli Konur Ağabey'in Hastanesi'nde çalışmaya başladım. 2006 yılında Konur Hastanesini Konur Ağabey'den devraldık ve 2010 yılına kadar işlettik. 2010 yılına kadar hastanenin yönetim kurulu başkanlığını yaptım. 2010 sonlarında özel muayenehanemi açarak çalışmaya başladım.
Özel Medicabil Hastanesi'nin sahibi Ömer Faruk Bilgen hocamızın teklifi ile kısa bir süre sonra Özel Medicabil Hastanesi'nde çalışmaya başlayacağım. Orada yeni binanın da devreye girmesiyle çok daha güzel hizmetler sunacağımızı tahmin ediyorum. Yaz ortalarında yeni binanın açılması beklenmekte. Yeni binada tabi ayrı bir kozmetik ürün ünitesi olacak. Orada ekip arkadaşlarımızla güzel çalışmalar yapacağız, Biz işin cerrahi kısmını vereceğiz. Yaralanmalar, mikro cerrahi, el cerrahisi üzerine çalışmalar yapacağız. Bursa sanayi şehri biliyorsunuz, yaralanmalar çok oluyor. Geçmişte çok el cerrahi ameliyatım oldu. Aşağı-yukarı 13-14 bin el cerrahisi ameliyatım var. Diğerleriyle birlikte 20 bine yakın ameliyatım bulunmakta, özellikle Konur Hastanesi zamanında, günde 4 - 5 tane el cerrahisi ameliyatına girmiş olduğumuz günler oluyordu. Bütün cerrahi ameliyatları orada yapacağız, doğumsal anomaliler, yarık dudak, damak, fazla parmak, parmakların bitişik olmasından tutun, işte kazalar anında olmuş olan yaralanmalara müdahaleler, parmak kopması, el kopması, kulak kopması gibi durumları halletmek, hallolmadıysa bunları yerine koymak. Bunları da orada iyice oturtacağız. Bunlar tabi kolay işler değil tabii ki baktığınız zaman Bursa sanayi şehri ve işçi potansiyeli yüksek bir şehir, SGK kapsamında bu tür müdahaleleri yapıyor olmamız işçilerimiz için de çok iyi bir durum olacak çünkü özel kapsamında bayağı yüksek yekünler tutabilmekteler.
Estetik cerrahiye de devam edeceğiz, estetik cerrahide ise şöyle bir düşüncem var, şöyle bir yaklaşımım var. Ben hasta istiyor diye ameliyat yapacak bir insan, Cerrah değilim, eğer anatomisine uygunsa ya da simasına olumlu bir katkı yapacaksa bu ameliyatı yapma taraftarıyım. Birincisi, Tabii ki profesyonel bir kısmı da var. Yani burnunu yaptırmak için gelen bir insanın eğer burnuna baktığımda ve beraber bir genel değerlendirme yaptığımızda karakter katıyorsa olabilir. Ama simaya uygun bir katkı yaptığını görmüyorsan, yapmayı tercih etmiyorum hastayı bundan vazgeçirmeye çalışıyorum. Bazen işte burada, sosyal yaşantıdan kaynaklanan psikolojik sıkıntıları da var. Burun ameliyatı olursa daha rahat iş bulacağını düşünüp de gelenler olabiliyor, bundan onu vazgeçirmeye çalışıyoruz bunun onunla pek alakası olmadığını anlatıyoruz, çok ileri derecede deformite yoksa tabi ki. Bu da işin psikolojik kısmı birazcık haddim olmadan söylüyorum azda olsa psikiyatristlikte yapabiliyoruz.
Bütün bunları değerlendirerek bu mesleği yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki bunlar da kolay şeyler değil. İşçi ve emekçi kesiminden bahsediyorum. Emekçi kesiminin elinin yaralanması parmağının yaralanması durumunda sizin de bunu düzeltmeniz gerekiyor. Sonuçta elleriyle hayatını kazanıyorlar. O yüzden de mesleğimiz gerçekten yorucu bir meslek. Birçok sıkıntılı süreçlerden geçmiş, yaşamış ailelere elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Büyük sorunlarla karşılaşmış ailelerinin ilerleyen süreçte aile hekimi gibi oluyoruz. Normal hastalıkları olduğu gibi durumlarda bize dönerek nereye gidelim diye tavsiye dahi alıyorlar.
Tabii cerrah olarak dediğim gibi öbür kozmetik işlere genelde dermatolog arkadaşlar bakıyorlar. Çünkü herkesin bölümleri farklı. Biz bu işleri de yapıyoruz ama kesinlikle süreklilik arz etmiyor arada seyrekte olsa botoks vesaire çalışmalar yapıyoruz.
Bazen öyle bir yaralanma vakaları geliyor ki, yani yapacak hiçbir şey yok, onaracak bir şey kalmamış onlarda bile eksiği yerine koymak için diğer ameliyatları yapmaya çalışıyoruz ama bu duruma biz de çok üzülüyoruz. Çünkü artık bizim de elimizden gelen bir şey yok. Haşa kesinlikle hiçbir şeyi eski durumuna getiremeyiz, bende yok en azından. Ama işte tendonu kopmuş bir parmağın yüzde seksenini doksanını eski haline getirmek bizim hedeflediğimiz bir şey. Tabii ki burada şu da var. Biz Cerrah olarak ameliyatları yapıyoruz, Ama Özellikle el ve mikrocerrahi dalında, bu bağlamda bize ekip de lazım. Çok iyi bir hemşireniz olacak, hastaların takip işlerini, pansumanlarını yapan problemleri hemen size ileten, bütün o pansuman süreci ve ameliyat sürecinin bitmesinden sonra, çok iyi bir fizik tedavi uzmanı, çok iyi fizyoterapistler gerekiyor o yüzden geniş kapsamlı bu tür uygulamaları her hastanenin yapabileceği şeyler değil. Çünkü geniş bir ekip istiyor, alet, edevat istiyor. O yüzden de biz işin %50'siyiz o konularda, diğer hizmetler ve ekip ise %50'ye tekabil ediyor. Hatta bu %50'ye hastanın kendisi de giriyor. Onun çaba göstermesi lazım, elini oynatması lazım, ağrıyor diye kıvırmaması lazım, birazcık acı oluyor tabi o kısımda.
Hocam peki biraz da istersen özel hayatınızla ilgili soru sormak istiyoruz. Sizi tanımlayan özelliklerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?
Öncelikle ben doğayı çok severim. Hobi olayını da seven bir insanım. Gerçekten hobisi olmayan bir insanın eksik bir insan olduğunu düşünüyorum, çünkü hobiler bizim bilincimizi besliyor, yani bilinç de bizim bütün bünyemizin bekçisi. Öyle diyebilirim size, bilincin bekçi olması biz de çok önemli. Çok sevdiğim bir atasözü var Sümer'lerden kalma diyorlar ki;" Bekçisi olmayan şehrin, ustabaşı tilki olur” bu bilinç çok önemli. Bunlar içinde hobiler çok önemli. Motoruma binip gezmeyi seviyorum, ormanlarda dolaşmayı seviyorum, meslek icabı çok çok uzak yerlere giremiyorum. Bir Sibirya kurdum var her gün onunla ormana gitmeye çalışıyorum, çünkü ormana bir gidiyorsunuz ayrı bir dünya, Adaletli bir dünya. Harici alemdeki adaletsizliğin hiçbiri orada yok. Her şeyin bir adaleti var. Bu tip şeylere insanların mutlaka zaman ayırması lazım. Ayrıca spora da yeterli zaman ayırmaya çalışıyorum. Bu beni gündelik sıkıntılardan ve olabilecek stresten kısa bir zamanda olsa uzak tutmuş oluyor. O spor esnasında beyin sadece kan almakla meşgul, başka hiçbir şeyle uğraşmıyor. O bir saatte vücut çok rahatlamış oluyor. Hard diski biraz soğutmuş oluyorsunuz. O yüzden mutlaka spora da hayatımızda yer açmamız gerekiyor.
Eğitim süreciniz de olsun sonraki zaman zarfında olsun Kendinize örnek aldığınız "rol model" olarak görmüş olduğunuz hocalarınız var mıydı?
---Öncelikle tabii ki beni yetiştiren Mesut hocamız, Mesut Özcan Hocamız, sonrasında Profesör Doktor Ramazan Kahveci Hocamı, bir de Selçuk Akın hocamı eklemek isterim. Hala da Selçuk hocamız üniversitede devam etmekte. Bizim bölümümüzde bu hiyerarşi daha çok ağabey-kardeş, sevgi-saygı çerçevesinde, kendinden oluşmuş bir hiyerarşiydi, ne siz bir ezilme hissediyorsunuz, ne de üst taraftaki kendisinden bir şey kaybediyor. Çok güzel bir düzen vardı.
Peki üniversiteye yeni başlamış Tıp öğrencilerine, ya da lise çağında Tıbbı düşünen öğrencilere, gençlere neler tavsiye edersiniz? Ne tür önerilerde bulunursunuz sayın hocam?
---Şimdi bu cerrahi iş tabii ki birçok Cerrahi dal var, plastik cerrahi daha doğrusu estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi bu cerrahi genelde birazcık bizim cerrahi içerisindeki sanatsal bir dal. Tamam tıbbi bir dal olduğu gibi bir de sanatsal dallığı da var. Çünkü biz şekilsel bir şey yapıyoruz, bir yaralanmada bile o bölgenin anatomisini, şeklini çok iyi bilmeniz lazım. Ona göre müdahalelerde bulunmamız için. Bir de işin el yeteneği kısmı var o kısımda çok önemli. Yani bu işin hepsini birden yaptığın zaman zordur. Ancak çok basit bir örnek; Tendonu kopmuştur siz onu onarırsınız bir ay sonra hareket etmeye başlar çok güzel bir şey, yani sonucu anında görülür. Tüm bunları yapmaları için öğrenci arkadaşlarıma şunu tavsiye etmek istiyorum. Birincisi bu mesleği seçiyorlarsa çok sevsinler. Çünkü hayatları boyunca tatil yapmış olurlar. Sevmezlerse o iş olmaz. İkincisi, ne olursa olsun karşındakileri sadece insan olarak görsünler ve saygılı davransınlar. Ben şuna inanıyorum ki dünyayı kurtaracak tek şey saygı, çünkü en başta saygı gerekiyor. Çünkü saygı göreceli bir kavramdır. Saygı olmadığı zaman sevginin de çok olacağını zannetmiyorum, Saymadığınız bir insanı sevemezsiniz ama sevmediğiniz bir insana saygı duyabilirsiniz. Ben genç kardeşlerime şunu öneririm, insanları saysınlar insan olarak görsünler hepimiz bir beden içerisindeyiz. Hepimizin bu dünyada bir görevi var bu dünyada kaldığımız süre boyunca birbirimize saygı göstermek zorundayız. Diyerek sözlerini tamamladı.
Kentimizin Gözde Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, El ve Mikrocerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Kaan Sözer'e bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak çalışmalarında ve gelecek hedeflerin de başarılar diliyoruz.
HABER VE FOTORAF: ÖZKAN YILDIRIM
En Çok Okunan Haberler