Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Nuri Tatar, uzun süre hareketsiz kalınan otomobil ve uçak yolculuğunda 2 saatte bir yürüyüş yapmayla akciğere pıhtı atmasının önüne geçilebileceğini söyledi.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği(ASYOD)Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nuri Tatar, ‘Pulmoner Emboli Risk Faktörleri ve Uyarıları’ hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulundu.
Tatar, Pulmoner Embolinin; akciğeri besleyen damarlarda pıhtı oluşması olduğunu söyledi. Akciğeri besleyen damarlarda pıhtı oluşmasının ölümcül sonuçlara yol açacağının altını çizen Doç.Dr. Tatar, akciğerinde pıhtı oluşan birçok hastanın hastaneye ulaşamadan hayatını kaybettiğini belirtti.
“Bizim en sık gördüğümüz şey; cerrahidir”
Pulmoner Embolinin, yüzde 90 bacaklardaki damarlardan akciğere pıhtı attığını kaydeden Doç. Dr. Tatar, " Bunun oluşmasını önleme yolları nereden geçer peki? Bu şudur; birincisi hareket. Spor, egzersiz gibi hareketler gelişen dünya içerisinde gündelik hayatımızda daha az hareketli ve bilgisayar başında bir hale gelmiş durumdayız. Bu durumu oluşturan risk faktörleri hareketsizliktir. Ama bununla beraber başka risk faktörü var mıdır? Bizim en sık gördüğümüz şey; cerrahidir. Herhangi bir cerrahi geçirdikten sonra hastalarda akciğer pıhtı atma riski artar. Biz hekimler bunu önlemek için ameliyat sonrası kan cıvıtıcı ilaçlara başlarız. Bazen özellikle ortopedik cerrahilerden sonra da ilaca başladığımız halde bunu önleyemezsiniz. Bu durumda hastanın yapılması gereken erken mobilize olmaktır. Erken mobilize olmak dediğimiz şey; cerrahiden sonra, anestezi etkisi kalktıktan sonra o gün içerisinde mutlaka harekete başlayarak, bunun devam ettirilmesidir. Erken mobilize olmak, cerrahi işlemden sonra akciğere pıhtı atmasının önüne geçebilir."dedi.
"Doğum kontrol hapları"
Bir başka risk faktörünün çok sık kullanılan doğum kontrol hapları olduğunun altını çizen Doç.Dr. Tarar, " Bu haplar bilindiği gibi, damardaki pıhtı oluşumunu arttırır. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar, sigara da içiyorlarsa, akciğer damarlarında pıhtı atması belirgin ölçüde artar”diye konuştu.
"Belirtiler"
‘Hastalar bu durumu nasıl anlayabilir?’ sorusuna cevap veren Doç.Dr. Tatar, “Genelde kişinin bir bacakları diğer bacaklarına göre daha şiştir. Yani bir bacağı, diğer bacağına şiştir ve biz buna çap farkı deriz. Örneğin, sağ bacağı sol bacağına göre daha fazla genişse, bununla beraber göğüs ağrısı. Nefes alıp vermekte batıcı tarzda durumlar alıyorsa. Ya da ağzından kan gelmesi. Bu şikayetleri olan hastaların acil şartlarda hekime başvurması gerekiyor. Hastalar geldi ve biz bu hastaların tanısını koyduk. Nasıl tedavi ediyoruz? Kan cıvıtıcı ilaçlar kullanıyoruz. Özellikle tıbbi alanda ve endüstrideki gelişmelerle beraber yıllardır kullandığımız kan cıvıtıcı ilaçlarla beraber yeni kuşak kan cıvıtıcı ilaçlar çıktı.”
Yeni çıkan kan cıvıtıcı ilaçların, eski kuşak kan cıvıtıcı ilaçlarla farkına değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nuri Tatar, yeni ilacın hastaların düzenli aralıklarla kan testi yapmasının önüne geçtiğini vurguladı.
“2 saatte bir 15 dakikalık mola gerekir”
Doç.Dr. Tatar sözlerini şöyle noktaladı: “Hareketsizlik, doğum kontrol hapı kullanmak, sigara içmek ve genetik risk faktörleri de varsa bu kişiler Pulmoner Emboli açısından risk altındadırlar. Bunun çözüm yolu günümüzde bir şekilde egzersiz yapmaktan geçer. Örneğin arabayla uzun süreli yolculuk yapıyorsanız 2 saatte bir 15 dakikalık mola gerekir. Mola da mutlaka yürünmesi gerekir. Ya da uçağa bindiniz 2 saatte bir uçağın içerisinde turlamanız gerekir. Bunun diğer adı ekonomik sınıf yolculuğudur. Pulmoner Emboliye yol açan, bacakta pıhtı oluşturan diğer sıkıntılar ekonomik sınıf yolculuğudur. Daha dar bir alanda uzun süre hareketsiz oturmak bacaklardaki pıhtıya yol açar ve akciğere pıhtı atar. 2 saatte bir 15 dakikalık hareket gerekir. Masa başı oturan çok hastamız var. Masa başında uzun süre hareketsiz kalan kişilerinde belirli aralıklarla yürümesini tavsiye ediyoruz.”