DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Osman Kayapınar, kalp hastalarının oruç tutmaları ile ilgili olarak orucun kardiyovasküler hastalıklar açısından bazı istisnai durumlar dışında genel olarak olumlu etkileri olduğuna dikkat çekti.
Doç. Dr. Osman Kayapınar, kalp hastalıkları açısından oruç tutma ve Ramazanda beslenmeye ilişkin önemli bilgiler verdi. Orucun kardiyovasküler hastalıklar açısından bazı istisnai durumlar dışında genel olarak olumlu etkileri olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kayapınar, “Biz hastalarımızı taburcu ederken genel olarak tuz yemeyelim, hamur işi ve diğer karbonittan zengin yiyeceklerden kaçınalım, katı yağ ve ambalajlı gıdalardan uzak duralım gibi önerilerle gönderiyoruz. Oruç tutan insanlar da aslında bunu yapıyor, daha az karbonhidrat, daha az tuz ve daha az yağ alıyorlar ve bu da kalp hastalıklarını genel olarak olumlu yönde etkiliyor” dedi.
Uzun süren susuzluğun özellikle kalp yetmezliği olan ve diüretik kullanan hastaların böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceğine işaret eden Kayapınar, bu hastaların günlük sıvı ihtiyacı kadar iftar ve sahur arasında sıvı almasının önemli olduğuna vurgu yaptı.
“Ağır yemekler ciddi göğüs ağrılarına sebep olabilir”
Hastaların oruç tutmalarından ziyade iftar yemeğini fazla kaçırmalarından endişe duyduklarını ifade eden Doç. Dr. Kayapınar, “Takdir edersiniz ki ülkemizde iftar yemekleri çok çekici, çeşitli ve ağır olabilirler. Eğer hastalarımız iftarda ipin ucunu kaçırırlarsa, bu ağır yemekler ciddi göğüs ağrılarına sebep olabilir, tansiyon hastalarının kontrollü gidişini bozabilir, kalp yetmezliği hastalarının olağan gidişleri kötüleşerek kararsız bir hale geçebilirler. Hastalarımız iftarda ve sahurda ağır yiyeceklerden kaçınmalı, aşırı yağlı ve aşırı şekerli besin tüketmemeye özen göstermeli, mümkünse tok tutan protein ağırlıklı besinlere öncelik verilmelidir. İftar ve sahur arasında gün içerisinde ihtiyaç duydukları sıvı miktarlarını asitsiz ve şekersiz sıvılarla mümkünse suyla karşılamalarını öneriyoruz” diye konuştu.
Kalp hastalarının oruç tutması ile ilgili kararın, hastanın takibini yapan doktorları ile birlikte verilmesinin esas olduğunu belirten Kayapınar, “Eşlik eden hastalıklar ve yapılan işlemlere göre karar vermek daha doğru olacaktır. Genel olarak bahsetmemiz gerekirse, eğer son birkaç hafta içinde stent uygulaması yapılmadıysa, tansiyon takipleri düzenli ve normal sınırlarda ise, kalp yetmezliği stabil seyrediyorsa, hastanın kısa süreli periyotlarla kullanmak zorunda olduğu ilaç yoksa, oruç tutmalarında bir sakınca yoktur” ifadelerini kullandı.
“İleri kalp yetmezliği olan hastalarımız oruç tutmadan önce mutlaka hekimlerine danışmalı”
Özellikle ileri kalp yetmezliği olan hastalar için uzun süre susuz kalmasının hasta üzerindeki etkilerine dikkat çeken Doç. Dr. Kayapınar, “Zaten kalp yetmezliği sebebiyle yetersiz kanlanan organlarda birde susuzluk eklendiğinde ilk başta böbrek fonksiyonlarını olmak üzere, ilerleyen zamanlarda diğer birçok organda da işlevsel bozukluklar gelişebilir. İleri kalp yetmezliği olan hastalarımız oruç tutmadan önce mutlaka hekimlerine danışmalı, tutmamaları öneriliyorsa, bu öneriyi dinlemelerini tavsiye ediyorum. Bir diğer önemli durumda kalp hastalıklarına eşlik edebilecek diyabet, böbrek yetmezliği gibi hastalıklardır ki oldukça sıktır. Bu hastalarda değerlendirmeyi yaparken eşlik eden diğer durumlarda göz önünde bulundurulmalı ve ona göre hareket edilmelidir. Gerekirse ilgili hekime danışılmalıdır” dedi.
Covid-19 pandemisi sebebiyle en riskli olan hasta gruplarından birisinin de kalp hastaları olduğuna işaret eden Öğretim Üyesi Kayapınar açıklamasını “Eğer kalp hastaları sağlıklı beslenebiliyorlarsa herhangi bir vitamin ya da mineral eksikliği yaşamayacakları kanaatindeyim. Ekstra bir besine ya da destek tedaviye ihtiyaçları yoktur. Bahsettiğim gibi doktorlarına danışarak oruç tutmak isteyen hastalar oruçlarını tutabilirler. Bunun dışında düzenli ve yeterli süre uyumalarını, duygusal stresten uzak durmalarını öneririm. Covid-19 pandemisi içinse en önemli önerim ‘evde kal hayatta kal’ demek olur. Bu vesile ile bütün Müslümanlara, Ramazan ayının hayır ve bereket getirmesini diliyorum. Ayrıca da şimdiden Ramazan Bayramlarını kutluyorum” şeklinde tamamladı.