Türk Siyasetine Yeni Soluk Yeni Parti

Yeni parti kurucu genel başkanı Mustafa Muzaffer Nişancı ile Yeni partinin kuruluş sürecini konuştuk .

Haber Giriş Tarihi: 20.04.2024 00:02
Haber Güncellenme Tarihi: 20.04.2024 00:02

Nişancı şöyle dedi;

Yeni Parti fikri aslında Türkiye'de şu an eksikliği duyulan, özellikle merkez sahadaki dürüst ve temiz siyaset anlayışının ihtiyacından dolayı doğdu. Bu konuda sayın merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, ile bir fikir münazaramızda yeni partinin olması gerektiği çıktı ortaya. Yeni parti adı nereden geldi? Rahmetli Turgut Özal, Cumhurbaşkanlığı'nın son aylarında ANAP'ın kendisini dinlemediğini görünce kardeşi Yusuf Bozkurt Özal'a,  Yeni Parti isminde bir parti kurulmasını, logosunun da Uğur Böceği olmasını söylemişti. Parti kuruldu ama Yeni Parti de zaman içinde kayboldu.                                                                                                 

Yeni Parti'yi aynı isimle, aynı logoyu biraz daha güncelleştirerek kullanmaya karar verdik. Ve şu an ayrıldığımız siyasi partinin 40 il başkanı ile beraber Yeni Parti hareketini başlattık. Tamamı parti kuruluşu için gerekli evrakları, şahsi ve parti evraklarını hazırladık. Tüzüğümüz ve parti programı hazırlandı.                                                                                       

İçişleri Bakanlığına teslim edildi. İçişleri Bakanlığı ön onayı verdi. İncelemesini tamamlayıp şu an Cumhurbaşkanlığı imza sürecinde Önümüzdeki günlerde onaylanmasını bekliyoruz. Fakat bu arada gruptaki il ve ilçe başkanı adayı arkadaşlarımızın tamamında da zamanı boş geçirmemek adına bu arada hafiften bir eğitim çalışması başladı parti ideolojimiz hakkında. Parti ideolojimiz derken ideolojimiz ne? Aslında biz din, dil, ırk, inanç ayırt etmeden sadece ülke menfaatini düşünerek bir duvar örmeye benzetirsek bir tuğlanın üstüne bir tuğla koymak isteyen tüm vatandaşlarımızla birlikte ülkemize hizmet etmek istiyoruz.     

                                                                                                                              

  MERKEZ SAĞ PARTİSİ OLACAĞIZ

Biz Yeni Parti olarak siyasetimizi merkez sağda yapacağız yani halkımızın merkezinde olup ülkemizin ve halkımızın gerçek sorunlarını çözmek olacak hedefimiz.  Şuan halkımız geçim derdinde,öncelikle ekonomik sorunları çözerek halkımızın refah seviyesini yükselteceğiz                                                                                                                                           

 Kavga etmeyen siyaseti önceleyeceğiz. Mevcut iktidar ve muhalefet birbiriyle kavga etmekten 21 yıldır gereken hizmetleri tam anlamıyla vermediler sadece birbirleriyle kavga ettiler.                                                     

 Bu kavganın sonuçları da ülkenin mevcut ekonomik halinden belli oluyor.  Aldıkları görev gereği ülkeye hizmet etmeleri gerektirirken bunlar sadece kavga ettiler.  Biz de yeni parti olarak mevcut siyasi anlayışı değiştirmek için ortaya çıktık.                     

                                                                                                    

YENİ PARTİ İKTİDARINDA ÖNCELEDİĞİMİZ KONULAR VAR                                                           

 Vergi sistemimizi baştan sona gözden geçirip İnsanımızın “vergiden kaçınma” mantığını yıkıp güzel bir sistem ile vergi vermeye teşvik edeceğiz. 

Sosyal medya ve Tv yayıncılığı ile ilgili düzenlemeye gideceğiz.  Rtük denilen kurum uykuda sanırım, Türk gençliğinin bilinçaltını ve yaşam tarzını zehirliyorlar.                                                                                                                                         

Örf adetimize uygun olmayan başka yaşam tarzlarını yeni jenerasyona empoze edip  alt nesli ile yani anne baba-çocuk düzeni arasında yaşamdan beklenti çaba isteklerde uçurum var.

Tek adam rejimi hükümet programımızda kabul edilemez olup, bu dikta rejim yüzünden hükümet denetlenemez hale gelmiştir.

Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık kalınmalı

Milletimizi, milli ve manevi değerlerimiz etrafında birleşmesi ve bölünmez bir bütün teşkil etmesini sağlayacağız.

Ülkemizde, birlik, beraberlik, kardeşlik kavramını yeniden güçlendireceğiz.

Toplumun ve ülkenin teminatı olan, milli ve manevi değerlerimizin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda hayati önem taşıyan Aile kavramı güçlendireceğiz.

Devleti milletle yeniden barıştıracağız.

Eğitim sistemimizi yabancılara bağımlılıktan kurtararak, özümüze dönerek halkımızı gerçeklerle yüzleştireceğiz.

Bununla birlikte Eğitim sistemimizi bilimsel bilgiler kadar, Ahlak, maneviyat ve fazileti ön planda tutacağız.

Ülkemizi uluslararası arenada güçlü, müreffeh gelişmiş bir seviyeye çıkartıp büyük ve birleşik Türkiye idealine ulaştıracağız.

Üniversiteleri yeniden revize ederek dünya sıralamasında daha önlere ulaştırmalıyız.  Yandaş rektör Atamalarına son vermeliyiz. 

Başta kamuda olmak üzere, her türlü ekonomik istismarı ve israfı önleyici tedbirler alacağız 

Halk arasında Ekonomik dengesizlik giderilecek, çalışan ve Emeklinin hakkı en başta gözetlenecektir.

Teknoloji ve ileri silah üretimine ağırlık vereceğiz .

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes koşulsuz olarak Askerliğini yapacak. Paralı Askerlik dönemi sona ererek,

Sokak hayvanlarının sorunlarına acil çözüm bularak, vatandaşlara sokak hayvanlarını bakması karşılığı ödenek ve sağlıktan faydalanma sigortası getirilecektir.

Her türlü maden ve yeraltı zenginlikleri Türklerin denetiminde olacak ve devletin sıkı denetiminde kalarak yabancılara kesinlikle peşkeş çekilmeyecektir.

Her türlü otoyol köprü, hastane, eğitim vs yabancılara garanti kapsamlı ödeme yerine, halka arz edilerek gelirin ülkemizde kalması sağlanıp halkımızı zenginleştireceğiz.

Yabancılara toprak bağışı ve satışı yapılmayacaktır.

Tarım ve çiftçilik;

Gerekirse inşaat sektörüne verilen teşviği kısıp tarıma teşvik oranını arttırmalıyız. 

Her ne kadar barınma ihtiyacımız olsa da, barındığımız yerde aç kalamayız. 

Eğitim:

Meslek liselerine teşvik sağlamalıyız, gerekirse osb’ler, dernekler ile görüşüp teknik eleman açığımızı kapatmalı ve gelecek için tüm sektörlerin kaygısı olan ara eleman açığına mahal vermemek için adımlar atılmalı teşvikler sağlanmalıdır.

                                                                                                                                                     

Yani geçimi zorlaştıran, ekonomiyi ağırlaştıran, eğitimdeki özellikle eksiklikler. Mesela özel okullara çok önem verildi.                                                                                                             

 Devlet okullarındaki fırsat eşitliğinden maalesef taviz verildi. Çok akıllı ama maddi olarak okuma imkanı olmayan insanlar arada heba edildi, zayi edildi.                                                                                                                                                     

Eğitim eksikliğinin getirdiği sanayi, tarım, üretim, istihdam hatta ekonomik faktörlerin tamamında eğitimsiz Sadece sarı öküzü kaptırmamak adına bizden olsun da eğitimi önemli değil denen insanlar işbaşına getirilince de ülke iyice çıkmaza doğru girdi.                          

Şu an çıkmazın içinden çıkmak için önceliklerimiz arasında özellikle devlet politikasın da  Eğitim, Sağlık, Gıda, Barınma insanın doğal ve üzerinde oynanamaz hakkıdır bundan verilmiş tavizlerin tamamını kaldıracağız.                                                                                            

Bir insan Barınamazsa kendine yararı olmaz kendine yararı olmayanın devletine hiçbir yararı olmaz. Beslenemezse  Eğitim yoksa aynı fikir. Sağlığın yoksa aynı özellikle ülkemizden beyin göçünü durduracağız bütün bu önemli konularda istikrarlı devlet politikaları geliştirip uygulayacağız.

                                                                                                                              

ÜLKEMİZ ATEŞ ÇENBERİNDE                                                    

Dünyada gerçekten ateş çemberinin göbeğinde olan bir coğrafyadayız ama bu ateş çemberinin tüm odaklarının ben yapay ve sanal olduğunu düşünüyorum dünyayı yönetenler eskiden beri söylerler, yedi kız kardeşler derlerdi.Yedi büyük petrol şirketiydi. Şu an 13'e çıkmış galiba. Bu şirketler o kadar büyük para sahibi ki bütün dünyada bankaların sahipleri, büyük fabrikaların sahipleri, hatta milletvekillerini seçtirip, devlet başkanlarını seçtirip düşürebilen varlıklar.                                                    

  Bizim coğrafyamızın çevresinde olanların da aslında onların menfaat savaşları ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Ukrayna'yı Rusya isterse bir ya da birkaç silah ile silebilir ama ufak ufak gösteri savaşı yapılıyor çok basit şeyler yapılıyor.                                                                                              

 Bunları görmek için biraz kuş bakışı bakmak lazım biz halkın içine girip baktığımız zaman olayları tam göremiyoruz.                                                                                                         

 Gazze Savaşı'nda, İran'ın İsrail'e attığı füze harekatının da yapay olduğunu düşünüyorum sen 300 tane birden füze göndereceksin, 136 tane SİHA göndereceksin. Fakat İsrail'in, Avrupa'nın, Amerika'nın, Fransa'nın savaş uçakları havada anında karşılayacak bütün bunlar bana göre kurgu.                                                                                                                        

Amerika ve Rusya'nın desteklediği PKK'ya gelirsek, Türkiye'nin kuzeyindeki uydu devlet çalışmalarına bu uydu devletinin amacı oradaki petrol yatakları.                                          

Ortada süresi dolmuş bir anlaşma var.                                                                                                    

Musul ve Kerkük'ün Türkiye'ye teslim edilmesi lazım.  Kiralık olarak verilmişti Lozan'da İngiltere ile yapılmış bir anlaşmayla. Resmi imzalı evrağı var bunun.                                                                                                                                       

 Irak dağılır yıkılırsa veya Suriye dağılır yıkılırsa bu anlaşmanın maddelerinden biri Musul ve Kerkük'ün kayıtsız şartsız Türkiye'ye teslim edilmesi.                                                              

Dolayısıyla o kadar karışıklığa rağmen yıkamıyorlar. Aslında o petrole el koymak istiyorlar. Ne yapıyorlar? Orada uydu devletler kurup Türkiye'ye Musul’u ve Kerkük’ü vermek istemiyorlar çünkü oradaki petrollerin %50'sini veya %70'ini kendilerine çekiyorlar biz bu Coğrafyada çok güçlü olmak ve haklarımızı korumak zorundayız..

 ÇANAKKALE RUHUNA DÖNMELİYİZ                                                                             

Bizim millet olarak Çanakkale ruhuna dönmemiz lazım. Unuttuğumuz Kurtuluş Savaşı ruhuna dönmemiz lazım.Bizim bir Çanakkale'miz var. Kur'an-ı Kerim'de diyor ki şehitler ölmez, aranızda dururlar, siz görmezsiniz.                                                                                                                         

Türk milletinin milli düşünen, milli davranan halk bazında değil, öncelikle devlet yöneticilere ihtiyacı var çünkü ön teker nereye giderse arka teker onu takip eder.                                  

Lider bozulursa halk bozulur lider düzelirse halk düzelir eğer biz fabrika ayarlarımıza, Çanakkale ruhumuza dönebilirsek kurtulacağız.                                                                                    

 Bunun en büyük örneğini vereyim size Japonya'dan bir eğitim psikoloji ekibi Türkiye'ye geliyor.                                                                                                                                          

 Devlette görev yapıyorlar diyorlar ki, bizim sizin gibi çalışma ruhunu yakalamamız lazım. Bunun için ne yapmak gerekir? İstediğiniz kurumu, köyü, halkı inceleyebilirsiniz. 3 aylık bir çalışma yapıyor bu Japon grubu. 3 ayın sonunda geliyorlar. Yönetime rapor veriyorlar. Raporun özetini izah ederlerken diyorlar ki, Sayın Başkan, biz kendi ülkemiz atom bombasının altından çıktık, yıkılmış, dağılmış, psikolojik olarak çökmüş bir durumdaydık. Çocuklarımızı eğitmeye başladık. Amerika'ya okumaya gönderdiğimiz çocuklarımızın ceplerine pirinç diktik.                                                                                                                        

 Bu pirinci görün, bize hatırlayın ve geri dönün mutlaka dedik.  İkincisi, çocuklarımıza mutlaka her sene Hiroşima anıtlarını gezdirdik o duygusal yoğunlukla o eğitilen çocukların hiçbiri yurt dışında kalmadı, geldi ülkesine hizmet etti.         

 Ve günde 16 saat mücadele ederek, 16 Saatlik mesailer yaparak ülkeyi bu hale getirdiler. Şu an Japonya dünyanın önde gelen ekonomi ve teknolojilerinden bu durumda olmamızın sebebi o ruhu çocuklarımıza aşılamamızdır dediler.                                                                                                       

Sorduk onlara biz ne yapalım cevap net dediler sizin Çanakkale'niz var.